Claude Chabrol’nun yönettiği, başrolünde Isabelle Huppert ve Sandrine Bonnaire’un yer aldığı suç-dram türündeki Seremoni filmi, 1996 yılında César En İyi Kadın Oyuncu Ödülü dalında ödül kazanmıştır.


Filmin konusu ise şöyle: Sophie, varlıklı Lelièvre ailesi tarafından evlerinde hizmetçi olarak çalışmak üzere işe alınır. Sorunlu bir posta memuru olan Jeanne ile arkadaşlık kurar. Ancak Sophie ile işverenleri arasında, postalarını açtığından şüphelendikleri Jeanne'den almasını yasakladıklarından gerginlik artar. Kuşkusuz aşina olduğumuz sınıf gerilimlerinden kaynaklanan bu çatışma, açıklanamayacak kadar şiddetli bir suçlamanın yolunu açıyor. 


Filmin geleneksel sosyal dinamikleri zayıflatması, mizanseninde ince bir şekilde yazılıdır. Yönetmenin büyüleyici, karanlık bir duyumsal olduğu gibi burjuvazi ile geri kalanımız arasındaki ideolojik, ahlaki ve duygusal ayrılığı dile getirmeye cesurca yaklaştığını söyleyebilirim. Fransızların giyotinle ölüme yol açan olaylara verdiği bir ad vardır. Buna "tören" diyorlar. Film giyotin içermemesine rağmen sanki karakterler tek bir sonucu olabilecek bir performansla meşguller gibi amansız bir his var.


Suç kurgusunda, suç davranışı genellikle psikolojik ve sosyal faktörlerin belirlediği bir şeyden çok, özgür failliğin bir sonucu değildir. Bununla birlikte yönetmende suçu açıklama dürtüsü, kötülüğün kendisinin açıklanamaz olduğu şeklindeki rakip görüş tarafından zayıflatmaktadır. Sophie ve Jeanne'nin yasa dışı davranışı, sadece sınıf eşitsizliğine karşı zorunlu bir tepki değil, aynı zamanda merakla belirlenmiş bir ritüeldir. Unvanın töreni elbette Lelièvre ailesinin öldürülmesidir. Bu hem trajik bir ironi hem de şiirsel adalettir çünkü Lelièvre sadece "tavşan" demekle kalmaz, aynı zamanda Sophie ve Jeanne, ailenin hayvan avlamak için kullandığı tüfekleri kullanır.


Seremoni tanıdık gelen, gündelikten trajediye geçen ve hem suç kurgu hem de yüksek edebiyatta dikkate değer öncüllerden biri olan Madame Bovary uyarlamasına oldukça benzer bir anlatı modeli sunuyor.