Tahranlı Ali Abbasi’yi yönetmen koltuğunda gördüğümüz, 2018 yılı Cannes Film Festivali’nde ‘Belirli Bir Bakış’ bölümünde ‘En İyi Film’ ödülünü kazanan Border filminin İranlı bir yönetmen ürünü olduğunu anlamak başlangıçta kolay değil. İsveç sinemasına ait genel ögeleri taşıyan yapımda; yavaş ilerleyen olay örgüsü, minimalist anlatım gibi hususların yanında coğrafyadan beslenen bir film görüyoruz. İsveç edebiyatının önemli yazarlarından John Ajvide Lindqvist’in aynı isimli eserinden uyarlanan filmi iki kelimeyle tanımlamak gerekse ‘sınırların ötesinde’ ifadesini kullanmak kaçınılmaz olurdu.

Kısıtlı oyuncu kadrosu ile Border'da, başkahraman gümrük memuru Tina’yı, toplum tipolojisinden farklı yönleri, duyguları önceden hissederek üstün koku alma kabiliyeti ile birlikte özel yeteneklere sahip bir güvenlik personeli olarak görüyoruz. İşine çok bağlı, başarılı ve sıradan olmayan davranışlara sahip Tina’nın hayatını ters yüz edecek ikinci başkahraman Vore ile ilginçlikler silsilesine tanıklık ediyoruz. Tina’ya fiziken çok benzeyen Vore, film boyunca yarattığı gizem ile Tina’nın fantastik dünyasına adım atıyor.

Filmde insanlık ve cinsiyet sınırları işlenirken, aynı zamanda ilginç ögelerle cezbedici ve sürükleyici bir seyir zevki yaşanıyor. Filmdeki görüntü yönetmenliği, kameranın çekimleri, özellikle Tina ve Vore karakterlerinin fiziksel hallerinin büyük bir yetenek ile sergilenmesi, doğaya ait ögelerin görsel bir şölene dönüşmesi, karakterlerin oldukça başarılı oyunculukları takdire şayan konular.

İskandinavya soğukkanlı anlatımından hoşlananlar ve ilginç oyuncu tipolojisine şahit olmak isteyenler filmi izlemekten memnun olacaktır.

“…erkeğin yaşantısı akılsaldır, ama birtakım boşlukları vardır; kadınınki ise kendi sınırları içinde karanlık ama doludur, tamdır.”

Simone de Beauvoir