yokluğuna bağlandığım gecenin

inceden incesine

köleyim bugün

nasıl yanıyorsam canıma

o kadar yakıyorsun canımı

nasıl omuzlarıma yüklediysen umutlarımı

yük oldular denizlere fısıldadıklarım

uzunca esen rüzgarlarıma

nasıl da koydun duvarlarını

gözlerimdeki konuşup duran kinimle sarıyorum duvarlarını

sandığımdan değil sandığından fazla bu sarmaşıklarım

ansızın çöken hastalıklı bir girdapta

bir kızla boğuşuyorum

bir çatık kaşının altına sinsice beliren gözyaşlarını

bu sefer göremiyorum

bu kadar mıydı

günlerimin yazılan o hasta bitkin kız çocuğu

bu kadar mıydı

bir çöküntünün altında ezilen kalbinin vakti

gözlerindeki dargınlığın o içi geçmiş yanı

bu kadar mıydı ?