Her anlattığımda hayret ederdi hislerime. Layık görmezdi belki sevilmeye onu.

Genelde bakışlarından anlardım bu hayreti. Yine bir gün şaşırdı ama bu sefer tutamadı içinde. 

Bre deli oğlan, dedi.

Neyini seversin onun?

Herkes gibi biri o, senden başka onu seven bulunmaz.

Öyle mi, dedim.

O vakit beni iyi dinle;


Şu karşıdaki ağaç, en çok onu yakıştırır gölgesine.

Bekler gün boyunca gelir, yaslanır diye gövdesine. 

Dallar birbirleriyle yarışır onun penceresinin hizasına ulaşabilmek için.

Meyveler en ihtişamlı hâle bürünür, ellerine kavuşabilmek için.

Kelimeler çıkmak istemez ağzından.

Dili, damağına temas ettiren kelimeleri arzular.

Onun tarafından kurulur cümlelerin en güzeli.

Dinleyeni büyülemesin diye kendini tutar ses telleri.

Kısık ama doyumsuzdur bu yüzden tınısı. 

Komşusunun kedisi, sahibine illallah ettiren cinsten.

Bu yüzden adına demişler huysuz.

Kediyi o sahipleneli beri bizim huysuz oldu uysal.

Şanslı kedi, sabaha kadar onu uyurken izlediğinden geziyor hep uykusuz.

Kapısında nöbet tutar köpekler, korumak için kendilerince.

Bülbüller onun için ötüyor en yanık melodileri dilleri döndükçe.

Horozlar ötmez, uykusunu bölmemek için.

Güneş, ihtiyacı kadar değer onun tenine. Yakmamak ve üşütmemek için mücadele ederek geçirir günlerini.

Ay, onun için en güzel açıdan doğarak en güzel ışığını gönderir odasına. 

Kitaplar onun kitaplığında bulunmaktan tarifsiz mutluluk duyarken kıskanırlar okunanı ve sıralarını beklerler. 

Yağmur tenine temas etmekten korkar da yağar çevresine.

Toprak, yağmur sonrası en güzel kokusunu taşır açık penceresine.

Kar, bekleyemez kışı ve olur olmadık yağar içindeki hasreti dindirmek için. 

Gök gürlemez onun korkusundan çekindiğinden. 

Rüzgâr usul usul süzülür de saçını tarar hissettirmeden.

Gül, dikeninden bile sakınır onu. Kendine batar ama batmaz onun narin parmaklarına.

Papatyaların yaprak sayıları, tek hanelidir onun beldesinde.

Sevmiyor çıkar da üzülür diye kıyarlar fazlalık görülen yapraklarına.

Laleler rengarenk açar, dikkatini çekebilmek için. 

Su ağlar teninden akıp giderken banyonun giderine. 

Parfümler en güzel onun üzerinde kokar.

Yastık en çok geceleri sever sabaha kadar başını, kendisine dayadığı için.

Eski tahta kapı bile gıcırdamaz açılırken o koluna dokunduysa eğer.

Şarkılar onu söyler, şiirler onu anlatır.

Fırça cebelleşir, onun güzelliğini resmetmek isterken kâğıda.

Kâğıt anlamlanır onun güzel silüetini taşırken beyazlığında.


Anladın mı şimdi? 

Sever miymiş benden başkası onu?

Herkes gibi olan o değil, herkes gibi bakan sensin.

Görebilmenin sırrını bilsen tüm güzellikleri fark edebilirsin.