Ben; kaldırımda bordür taşlarının üzerinde yürüyen, ileride Sırat Köprüsü'nde kolayca yürümek için antrenman yapıyordum, bir çocuktum.


Sıradanlar arasında okuyan, araştıran ve biraz daha fazla bilgim olsun diye birkaç kitap fazla okuyan bir çocuk... Şimdiki halime bakıyorum. Kafamda çok akıllı adımların sesleri var ve o akıllı adamların sesleri bir mahkeme kurmuş ve beni her aptalca kararım yüzünden yargılıyorlar. Aslında o aptalca kararları bilerek veriyorum. Çünkü ben akıllı adam olmak istemiyorum. Zira akıllı adamların sonları pek cazip olmuyor. Ben rahat bir hayat seviyorum ama her seferinde kendimi büyük olayların içinde buluyorum. Bir keresinde sosyal medyada şöyle bir yazıya denk gelmiştim: "Önemli bir sorunla karşılaşıldığında sizin yetkinizi aştığı halde o konuda size danışılıyorsa kahramanlık yapmayın, bilin ki olaya çözüm değil, suçlu aranıyordur.” (Erich Fromm)


Bunu tuvalette okurken fark ettim. Galiba hepimiz suçlu arıyoruz ve galiba ben de artık aranan o suçlulardan biri oldum. Acaba kral, imparator veya büyük insanlar da suçlu insanlar mı? Eğer böyleyse sıradan insanların çok akıllı olduğunu fark ediyorum ve şeytani planlarından dolayı saygı duyuyorum.