Denizin sisle buluştuğu boşluğa karanlık çökerken, sobaya bir odun daha attı. Güğümdeki suyun kaynama sesine karışırken gece, derin bir uykuya daldı… 

Uyandığında soba hala sıcaktı. Uzun uzun tavanı seyretti, gördüğü rüyaları hatırlamaya çalışırken. Dışardan gelen köpek seslerine karışmıştı sabah ezanı… yavaşça kalkarken belinde bir ağrı hissetti. Günlerdir kötü kanepede yattığı için olmalı diye geçirdi içinden… Terliklerini giydi, elini yüzünü yıkadı ve tekrar salona geldi. Ay bütün parlaklığı ile aydınlatıyordu içeriyi. Birazdan güneş de doğacak ve daha da aydınlanacaktı her yer. ay ışığının denize vuran parlaklığına daldı bakışları, gençliğindeki günleri hatırladı. Ne çok şey yaşamıştı bu evde. Ne çok aşklara, ayrılıklara şahit olmuştu bu duvarlar…