Duruyorsun orada
bütün kavimlerden daha önce.
Belki yazmak yokken,
henüz sevişmek icat edilmeden.
Burada değilsin
Gel diyemiyorum sana
Sisli bir manzaraya çekiliyorum.
Deniz derin, gök kilit.
Gittikçe seviniyorum sana
Yıldızların geceleri doluyor yatağıma
Parçalayan boşluk ve var.
Hangi renk olsan sevebilirim
Sen şeffaf bir yalnızlık bırakıyorsun omuzlarıma
Işık, ışık ve ışık...
Karanlıkların içinden çıkıyor,
dünyanın en güzel yalnızlığı oluyorsun
Pencerelerden mi, kapılardan mı giriyorsun
Anlamıyorum.
Cümleleri en bozuk haliyle kuruyorum
Yanlış kurduğum saatler gibi.
Bazen erken varıyorum
Bazen çok geç kalıyorum
Renklerinden bahsetmek istiyorum
Yüzüme vurduğun karanlık şiirden
Evsizliğinden cümlelerinin
Henüz dokunmadım sana
Acımıyoruz ve umutlanamıyoruz.
Hiç bir çiçek yaşamıyor birbiri için.
Yaz kurak geçsin,
beraber ölüyoruz.
Aramızda kalsın
Kokuna bir isim bulacağım
Rengine daha çok katılacağım
Sisler dağıldığında.
Karanlığı süpürülecek tarihinin
Katılacağım sana.
Özer Karabaş
2023-01-22T11:48:07+03:00Dizeler "a ghost story" filmini anımsattı çok başarılı