Genç adam, kendi masalını yazmaya karar vermişti. Kâğıdına düşen kelimeler, siyah beyaz dünyasına renk katıyordu. O, sevdiği kadının adını sık sık yazarken, kelimelerin arasına duygularını serpiştiriyordu. Anıları, yaşadıkları, duyguları... Her bir kelime, masalın sayfalarında yeni bir renk yaratıyordu.

Masalın kahramanı, genç adamın sevgilisiydi. Onun adını taşıyan bu masalda, aşkın siyah beyaz perdesinde parlayan bir renk olacaktı. Genç adam, kendi hissiyatlarından ve hayallerinden ilham alarak masalını yazdı. İncelikle seçilmiş kelimeler, her bir cümleyi bir resme dönüştürüyordu.


Bir gün, masalın kahramanıyla genç adam arasında özel bir an yaşandı. Birlikte geçirdikleri bir günün hatırasını kâğıda döktü. O günü anlatan satırlar, siyah beyaz dünyasına bir güneş gibi doğuyordu. Günbatımının altında el ele yürüdükleri anı, masalın en güzel sayfası olacaktı.

Ve masalın zirvesinde, masalın kahramanı genç adama bir mektup yazdı. "Seninle geçirdiğim her an, bir masalın içinde gibi. Bu masalı yaşamak, siyah beyaz dünyamı renklendirdi. Seninle geçen her an, içimde tebessüm yaratıyor. Seninle yazdığımız masal, hayatımın en güzel hikayesi oldu."


Genç adam, bu mektubu okuduğunda içi sevgiyle dolup taştı. Masalın kahramanıyla birlikte yaşadıkları, onun dünyasına anlam katmıştı. Siyah beyaz dünya, artık bir dizi renkle dolup taşıyordu. Genç adamın yüzünde, sevdiği kadının gülüşüne benzeyen bir tebessüm belirdi.

Ve masalın sonunda, genç adam kendi kelimeleriyle şunları yazdı: "Ve onlar birlikte yaşadıkları masalın sonunda, siyah beyaz dünyalarına renk katan bir aşkın kahramanları oldular. Sevgileri, masalın sayfalarında sonsuza kadar sürecek bir destan yazdı.