Toplumda maruz kaldığımız pek çok cinsiyet eşitsizliği sorunu var. Bu yazıda ben, kadınların siyasette yaşadığı olumsuzluklardan bahsetmeye çalışacağım.


Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, Türkiye’nin gelişimini oldukça zorlaştırıyor. Kadın ve erkeğin birçok konuda; örneğin sağlık, eğitim, politik güç ve iş alanlarında eşit haklara sahip olmaları sadece kadının refahı değil, toplumun rahat bir şekilde yaşaması için önemli bir konudur. Toplumdaki bu eşitsizliğin siyasete yansıması, eşitsizliği destekleyip artmasına neden olmak demektir. Çünkü politikacılar toplumu yönetmek için yasalar önerir ve destekler. Yaptığım araştırmalarda Türk siyasetinde kadın politikacılara daha az yer verildiğini gördüm. “Devlet yönetiminde kadınların küresel dağılımını ortaya koyan haritaya göre; parlamentolarda erkek oranı yüzde 75’i aşıyor ve kadın temsili ise yüzde 24.9 düzeyinde.” Geçmişten günümüze bu sayıda bir artış var ama erkek sayısına oranla eşit durumda değil ve kadınların sesini duyurabilmesi için günümüzdeki kadın siyasetçi sayısı yeterli durumda değil.


Kadınlara neden siyasette daha az yer veriliyor? Bu durumun birçok nedeni vardır. Yapmak zorunda olmadıkları halde kadınlara atfedilen anne olmak ve ev işleri gibi sorumluluklar, sosyoekonomik nedenler, kültürel sebepler, siyasi partilerin ideolojileri ve yöneticilerin kadın-erkek eşitliğine duyarsız kalması bu nedenlerden bazılarıdır. Peki, erkek politikacılar kadınların yaşadığı bu sorunları dile getiremez mi? Elbette getirebilir. Ancak gördüğü kadarıyla. Çünkü bu insanlar bu sorunları doğrudan yaşamadılar. Bu yüzden yaşanan cinsiyet eşitsizliklerine maruz kalmış, şiddetin ve baskının her türlüsünü üzerinde hissetmiş bir kadının mecliste bu sorunları dile getirerek insanlara farkındalık yaratmalarını sağlayıp toplum olarak bu sorunlarla baş etmemiz gerektiğini dile getirmesinin daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Çünkü bir şeyi gördükleri veya dinledikleriyle anlatandan ziyade, doğrudan bu zorlukların içinden gelmiş birinin kuracağı cümleler daha etkilidir. O yüzden kadınlar siyasette kendi temsillerini kendileri yapmalıdır. Fakat şu an için bunlar doğrudan değil, baskı grupları gibi alternatif yollarla yapılabilmektedir. Baskı gruplarının amacı; bireyler hükûmetle doğrudan iletişime geçip isteklerini anlatamadıkları için ortak menfaat altında oluşturdukları topluluklarla isteklerini iktidara iletmektir. Kadınlar toplumumuzda özgürce örgütlenmektedir. Baskı grupları da bu özgürlükten faydalanamayan kadınların sorunlarını kamusal alanda duyurmayı sağlar. Kadınların karar alma dönemlerine katılımı çok önemlidir. Çünkü karar alma dönemlerinde toplumsal cinsiyet kavramı yerleştirilmeden ve kadınların katılımı sağlanmadan alınan kararlarda kalkınma hedeflerine ulaşılamayacağı çok açıktır. Yaşanılan sorunları dile getirmek, günlük yaşantımızda ve özellikle siyasette kadının görünür kılınması, kadının düşüncelerinin güçlenmesinde bu baskı grupları önemli rol oynar.


Sonuç olarak kadınlar siyasette birçok olumsuz nedenden dolayı daha az yer almaktadır. Ancak buna rağmen kadınların siyasete katılımları büyük önem taşımaktadır. Çünkü sadece kadınlar değil, bütün toplumun refahı için kadınların kendilerini duyurmaları ve yaşadıkları sorunları dile getirmeleri gerekir. Bu sorunların çözüm yolu da siyasetten geçer. Siyasette kadının eksikliğinin giderilmesi şu an için çoğunlukla kadın dayanışmasının oluşturduğu baskı grupları sayesinde kapatılmaya çalışılır. Bu durumda baskı gruplarının kadınların siyasete katılımında önemli bir rol oynadığını söylemek yanlış olmaz. Sağlıklı bir toplumun var edilebilmesi için kadının her alanda olması gerekir. Bu alanların başında da siyaset gelir.