Hummalarla silkelendi gövdem

Karanlık çöktü duvarlarıma 

Billur bir akşamın saatlerinde bu karanlıktı dimağıma vuran

Ki trenler en çok karanlıklarda yokluktalar 

Rüyalardan süzdüm elemimi

Mehtaptı doğrayan

Bir düş benimki akla kalbe ziyan

Yamalı kağıtlardan evler inşa etmek gibi

Çocukların dünyanın mavi olmadığını öğrendiği burukluk

Doğduğumda kalbimdeydi

Ama insan inanırmış çamurun oyuncak olduğuna 

Elleri uzanamadığı zaman alın yazısına

Bilmezdim toyluk günlerimde altınların ekmek mezarlarından çıktığını

İnsanın koşa koşa ıslık dolu kağıtlara adandığını

Ve yaşamak uğruna sükut dolu elzemlere sarıldığını. 

Meğer duaymış tüm vakitleri bir akşam serinliğine toplayan 

Güneş gibi kucaklatan hicranları

Bu inançmış sessiz çığlıkların menbaı

Yağmurun toprağa 

Toprağın insana rabt olması.