Yalan yok

Doymadım da

Susadım acısına yokluğunun

Yitik aklım istediği yerde kalsın

Hatta hatta isterse dilediği gibi oynatsın

Sol göğüsümde duruyor kaynayan su

Diş izleri

Ve mor çürük bir pişmanlık

Canım yansa da benim

Yanmasa da benim

Size ne


Sonra susadım özlem çakan göğün şimşeklerine

Yağmurla basan suyla

Gitsin diye çok uğraştım

Susadım yalnız oluşuna bir delinin

Bir delinin hatıralarını yakışına

Deliren de benim

Her şeyi yakan da ben

Size ne


Reçineleri aktı odunların

Yalnızdım

Varsın aksın

Çünkü susadım mevsimleri huzurla selamlamaya

Ve bir tas çorbanın tadını almak için

Yalnız kaşıklamalıyım mutfak fayanslarından yansıyan gölgemi

Çünkü sessizliğe susadım

Özgürlük mavi miydi?

Basit bir teşekkürün

Burnu kalkık kibrinden usandım

Bıkan da benim

Vazgeçen de

Size ne


Huzura ve hüzne susadım

Yatakların beyaz çarşaflarına hasta bulaşan dikişlerim

Kanımda bir değil beş terk 

Altı af geziyordu

Ve ben altıncı terki

Yedinci affa bağlamaktan usandım

Öfkelendim

Affetmeyen de ben

Kaybeden de 

Size ne


Terke susadım sonra

Susadıkça utandım olanlardan

Çölde sırtına basıp

Devesine bindiğim bedeviye hayran

Sırtındaki ayak izimden de

İçimden fışkıran aşkın 

Beni zindanlarında çürüten

Açlığından da utandım

Çürüyen de ben

Utanan da ben

Size ne


Terkleri terke terk edip

Susuzluğu suyla sulayıp

Karanlığı karaya karıp

Bir başına yaşamaya susadım

Belki daha sonra

Sizle yeniden tanışalım