- Söğüt ağaçlarını sever misin?

- Bugün değil…

 

 Yetmişlerin ruhu yok artık. Evler kocaman aynalarla dolduruldu. Sokaklar çok temiz geliyor. Dosdoğru olmayı öğrenemedi insanlar. Gecelik giymiş çocukların canavarları hala yaşıyor. Törpülü tırnaklar yeniden yürürlükte. Kırmızı, hanımefendi kırmızı size çok yakışıyor. Kedilerin canlarını çoktan harcadığına eminim. Üst komşu sepetini kafama atıyor. Toplumsal bir dönüşüm eşiğinde olmayı saymıyorum bile. Tarih öğretmenleri hep mi can yakar?


    Bahçelerin çiçekleri biraz daha kaba olsa da insan alışıyor. Zaten bahçıvanlar artık sadece bahçede yaşıyor. Şimdi düşündüm de kefaletle serbest kalmak için neler vermezdim. Vitaminsiz bilgeler yetişiyor. Odamın camında tek bir ağaç -söğüt ağacı değil- gece ışıkta ne korkutucu oluyor. Sıcakların kavurucu etkisi sadece bedensel değil. Yer elmaları düşleyen çocuğun çığlıkları da pek öyle gelmiyor. Oysa ne iyi bilirdi susuz kalmayı sıcak öğlen günlerinde. Yirmi bir yaşın harareti diye yorumluyorum. Bide yirmiyi aşmanın verdiği gerginlik sanırım. Tırnak etlerine kadar soyunmuş bir alim o. Sınırlı sayıda bedel ödediğini düşünüyor. Kameraları sevmesi onları gerçek kılmasını zorlaştırıyor. Oysa düşler sadece uyursak gerçektir ve hayat sürekli ayık bir sahne. Tüm torpillerin bile gidişleri engellemiyor. Sağlamasını yapmadığın sorular hep doğru ve yaptıkların yanlış çıkıyor. Bu yüzden çoğu lise mezunları evine kapanıp sadece ağlıyor.


"Ne tımarhane ama!" Diye bağırırdım şimdi sokakta olsam.

  

 Ben de birkaç tane çiçeği çöpe atmıştım. Topraklarını hala hatırlıyorum. Yeşermeyi beklemek o sıralar saçma geliyordu ve kumarhaneler hep çok kaybettiriyordu. Sağlam bir yerleşke aramayı bilmeli insan ilkel bir içgüdü sonuçta bu. Zalimce yaşamayı da bilmeli insan ne de olsa köklerinden geliyor. Somurtkan olmayı en çok yaz günlerinde isteyen insanları deli sayıyorlar. Ufak çaplı bir savaşı hak ettiklerini söylerdim eskiden. Şimdi sadece sayıyorlar. Zemine ihtiyaç duymayan otellerde büyüyorlar ve bu yüzden düşmeyi bildiklerini sanıyorlar. Oysa gözyaşı en güzel makyajdır. Bu yüzden en çok da balıklar seviniyor. Kırmızı arabaya binen hanımefendiler değil. Zorlu yolculuklardan hep kaçtıklarını gizlemeseler aslında insanlar. Aslında insanlar…