Kararmış döküm tavanın isli gövdesi çatlatıyor körpe kestaneleri
Köşe başında gece simitçileri
Ve soğuktan kaskatı kesilmiş etli butlu simitler
Tombul ampüllerden damlayan sarı ışık yeşil elmaların sulu gövdelerini aydınlatıyor
Ben sana bakınıyorum
Tezgahta sere serpe uzanan ölü Balıkların ağzından dökülüyor okyanusların nefesi , kirli kaldırımlara
Cızırdayan florasanların keskin mızrakları gecenin saten örtüsünü deliyor
Kurumuş kahve lekesi yine birilerine geleceklerinden bahsederken
Kediler umursamıyorlar olup bitenleri
Kalın bıyıkların yansıması otobüslerin camlarından pilavcıların masalarına düşüyor
Süpürüyor çöpçüler kaldırımlarda biriken sohpet artıklarını
Ağlamak seni anlamama yetmiyor
Ortadoğunun kavruk pirinç cezveleri fokurduyor dar mutfakların ocaklarında
Sineklik aralığından şehrin ışıkları doluyor mutfağın sararmış fayans aralarına
Gece lambaları aydınlatıyor oryantal desenli kalın hôl halılarını
Ağlamak kendimi anlatmama yetmiyor
Seramik tabakların yayvan gövdesi sarı patateslere bulanıyor
Göbekli udların gergin telleri duvarları doğunun kahverengi kederine boyarken
Kimse tabağındaki mor turpların yanına sohbetimden biraz daha istemiyor
enis meriç bozdaş
2023-12-06T19:35:43+03:00Yorumunuz için teşekkürler Ecem hanım :)
Ecem Özçelikci
2023-12-06T19:22:09+03:00Ayrıntılar gözlerde canlandırıyor etli butlu simit ,tombul ampül...