Gel, gör, şimdi ne fırtınalar kopuyor ucu bucağı olmayan kalbimin okyanusunda… Öfkeyle hiddetle şahlanıyor sesler ruhumun karmaşasında. Bir bahar sabahı ne kadar yalnız, kendine has ve avare olsa da şu aklımın çocukluk halleri, yokluğunun sancısı gibi yalnız geçen bu  yaz geceleri. Sana lafım yok, hoş, benim haddime mi güzelliğinden etmek sual? Dünyaları serseler de ayaklarıma senin aşkın bende ölümsüz bir hayal. Sen de edersin naz, vurursun kalbe. Bilmezsin ki senin nazınla bendeki aşık usanmaz. Gelsem de kapına açmazsın bilirim, sevmezsin beni ne diye. Böylesi yaralar öldürmez beni, harelenirim. Yandığımı görmezsin sen ne diye. Bu acı da geçer elbet, unutulur. Unutulmayan aşk mı bulunur? Sonbahar olsun da sararsın yapraklar, esamesi bile sorulmaz beynimden silinmiş hatıralar.