ben gideceğim.

belki bir gün sonra unuturum amansız öpüşlerini,

yüzünü unuturum, ellerini;

siyah tişörtünü, yastığının yumuşaklığını silerim aklımdan.

bu ev benim değil derim,

bir süre sonra inanırım bu gerçeğe.

ama sen o duvarlarda hep benim sesimi duyacaksın,

tavana bakıp sana söylediğim şeyler canlanacak aklında,

en son yıkadığım bardakta belki bir şey içemeyeceksin bir daha

hep aklının bir köşesinde kalacak bu soru

beni sevsen ne olurdu?

beni sevsen bu ev güzelleşir miydi?

bu pencere sonuna kadar açılır, kapı gıcırdamayı keser miydi?

üst kat komşun her sabah sekizde çocuklarını bağırarak uyandırmayı bırakır mıydı?

o aynadaki leke,

tam gözlerime değen o leke çıkar mıydı?