Her tabelada senin ismin artık, bir uçurumun kenarında, uçsuz bucaksız bir okyanusta, en sevdiğim şarkının sözlerinde artık. Ateşten kavrulduğum çöllerin en kızgın tanelerinde göz yaşlarım. Kaya gibi sert artık, don vurmuş ekin gibi, bir katilin parmak izi, bir sigaranın külü artık. En korkunç canavarlarla savaştığım bir meydanda. Nasıl bir yalnızlık senin sevdan. Ay bile parlamıyor sanki, ecel gibi, ölüm gibi, sessizlik sanki. Nasıl bir savaş senin vedan. Ölüm ne de hoş kalıyor sensizlikte. Nefeslerimi sakladım senden kalan filmlere. Sana ait olmadığını düşündüğüm ne çok şey alıp götürdün bu ruhtan. Tüm dengeler şaştı varlığında. Şimdi göğe yükselecek kıvamda, 21 gram bile çekmez artık. Çekip gitti tüm yıldızlar. Son ıslığımı çaldım dün gece. Bir kaç damla kaldı sadece. Uyuşan bir bedenden geriye, bir kaç damla. İnanmıyorum ama beklerim. Eğer gerçekten varlık sonsuzluğun bir yolcusuysa, seni ilk tabelada beklerim. Seni değil belki ama seninle olanları. Gördüğünde tanımazsın, kilometrelerce okusan anlayamazsın senden kalanı. En büyük depremlerin getirdiği dalgalardan birisin sadece. Sonsuz ihtimalden bir tanesin, tüm evrenlerin en karanlığı. İlk tabelada bırak varlığını. Sonsuzun dahi sonu geldiğinde orada olacağım.