Binlerce köz işte

Sonra anlattığım bir kuru gürültüye saplanıyor

Arsızlık edinmedim diye böğrü sökük bırakılıyorum 

Kurganların bağırtısı çınlatıyor toprakları 

Ben ne olursa olsun ucunda varsa birkaç doğruluk

Tapıyorum sahte belgelerin ışığına


Hiç tarafsız elendim 

Orta yolu yoktu diye

Ölmeye yatan iplerden oldum

Burukluk sorgusu çektim kalbime

Kalbim

Bir daha denersen bunu

Seni körkütük yaparım salıveririm tüm doğurgan kinliğimi

Sen torbalar dolusu röntgenler yüklendin

Dışını biledin karar kıldın 

Sığar mı bu yaptığın yeminlere

Elestten birkaç katre daha getir ki kilit vurmak sana helal kılınsın

Sözü buruşmuş cevapların arasından

Kaldıralım reklamları

Böylece keşke dediğim her şey anlamlansın

Keşke düzenbaz doğruluğum da parçalanaydı

Yüksünmezdim hiç

Tüten dumanı işaretlemezdim elimle

Keşke toparlanan bir geçmiş barındıraydım da

Elle tutulur birer yıkıntı sunaydım sana

Böyle olmayınca hiç de parlak bir bayağılık sunulmuyor çünkü

Bunlar olmayınca ben sadeliğe varamıyorum

 

Öylece yürürken çaldın tüm rollerini arsızlığın bu sade

Bu sade: "Şuna bak şakıyan bir kuş dolanıyor tepemizde"

Şu işe bak tanrım ne kadar kendinden ibaret sözlerim

Ben sadesizlikteyim bak sırattayım bacağımın huzuru yok

Aksaktım zaten koşardım da yetişemem 

Varmak da gelmezdi hem içimden


Ölen tazelikler olmalıydı

Sapasadelik düpedüz arsızlık

Varmıyorum diyorum

Varmak 

Her şeye iki sözle ket vurup

Saklamaksa yukarılanarak

Bilmemek yetisi sınırları aşsın da binyol aransın 

Kalbin çatlak aynası, dikenlenmiş parmaklar ar deyince durup allah adın ansın

Çünkü aç, bir gün

Medet ya sadelik bir yol buluverdir kendime 

Bir yol ver de sana sunmak da yatışan şeyler geçsin elime demiş

Elim bir dolu doyduğum gülmeklerle taşsın diye avutmuş kendini


Bu halde ben ne güne susuyorum

Aşındıran bir adımı var ayağımın

Zamanı sarsaklayan, sürtünen dalları var 

Koşan bir şey olursam 

Tepedağlardan gerilip atılınca uzaklara, ummanı görmem mümkün olacak

Kalbim yamaçtan esince birden

Sarpasaran sade çürükleşecek, koklamak kafi gelirse yandın

Bırak kalsın öyle

Zaten kaç yöresi olduğunu biliyorum 

Kaç kere yağma edildi, tırpanlandı iyice

Saymadım kuytuya ne kadar düştüm

Aksaktım diyordum, 

Kafam hangi yöne dönerse oradır asıl an 


Şimdi değilmiş demek daha makul 

Çünkü işitilmiyorum

Herkes daha bir insan

Daha bir şeyler yaşandı çünkü 

Hiçbir şey, şu veya bu dedim bitti bu kadar

Anlayacaksan atla hadi duraklarını da ulaş