Sonsuz gecelerin sonlu hayatları...
Sessizlik içindeki bir çığlık idi.
Sonsuz geceme eşlik etmiş olsaydın,
Beraber uyansaydık sonlu hayatlarımıza.
Hayatsız kaldığımız kuyuda bulunduğumuz sürece zaten "son" olarak anılacağız. Bize eşlik eden sadece ay ışıkları olacak.
Ben yoruldum.
Neden mi? Yalnızım.
Yalnızlığı sen seçtin. Seçimin senin sonun idi. Kaçmayı seçtin ama sorumlulukların senin hücren oldu. SEÇ BİRİNİ GÜZEL İNSAN!
Çünkü yalnız kaldıkça, güçlendim.
Yara almadım, ellerim üşümedi...
Kalbimi de hissetmedim,
Atışlarını duyabildim.
Ah ah! Güzel insan. Onlar kalbinin değil, düşüncelerinin sesi. Ruhun bir cezaevi, düşüncelerin hücren, yaraların ise gerçek sen idin. Bitmeyen hayallerin, bitmeyen acılarına çevirdi kalbini. Sen bir denizsin, iyi bilen dalgalarının tadını çıkar ancak heybetine kapılanlar ise boğulur gider.
Bazı cümleler duyguları anlatmaya yetmez,
Kelimeleri kullanmak lazım.
Ama dozunu kaçırınca , tutturamıyorsun.
Fazla uğraşmamak lazım edebiyatla.
Dozunda...
Delirirsin, deliririz ve delirtiriz. Edebiyat biz isek bu duygular bitmez. Ne tutunabiliriz ne de kaçabiliriz. Yine sonumuz "DANTE" olur.
"DANTE" deme; bilmesinler.