Tahayyül, Türkçeye Arapçadan geçmiş bir kelimedir. Tahayyül etmek, TDK'ye baktığımızda hayalde canlandırmak anlamına gelir. Bu kelimenin ne demek olduğunu öğrendiğimize göre bir de nasıl hissettirdiğine bakalım derim. Tahayyül, hayal kurmak demek değildir. Hayali zihnimizde canlandırabilmek demektir. İkisi de aynı şey gibi geliyor değil mi? Yüzeysel baktığımda her insan hayal kurar, geleceğini tasvir eder. Peki kaçı bunu gözlerini kapatarak kendi zihninde ya da iç dünyasında canlandırabilir? Bazılarımız olumsuz düşüncelerden ya da bıkmışlıktan hayal bile kuramazken tahayyül biraz daha konuyu ileriye taşıyor gibi duruyor.


Tahayyül; aynı zamanda sembolleştirme, zihin ile bütünleştirme demektir. İnsan hayatı her zaman bir şeyleri anlamaya programlanmış gibidir. Anlama başlı başına bir işken yorumlamak daha gayretli ve zor bir şeydir. Anladığını yorumlayamadığında da pek bir işine yaramıyor zaten.


Sosyolojik tahayyül nedir peki? Çoğumuz daha sosyolojiyi hayatımızda belli bir yere konumlandıramamışken bir de tahayyül çıktı başımıza öyle değil mi? Uzaktan bakılınca çok da bir mana etmeyen bu birleşim, aslında içerisine girildiğinde bize çok güzel bir pencere açacak gibi duruyor ya da benim ilgimi çektiği için fazladan heyecanlanıyor olabilirim. Sosyolojik tahayyül, Wright Mills'in kitabının adıdır.

Kitap, sosyoloji için oldukça önemlidir. Kitabı daha okumadan bir yazı paylaşmak ve bu konu hakkında ufak da olsa bir beyin fırtınası yapmak istedim.

Wright Mills; kitabında ihtiyaç duyulan, bilginin yorumlanması için kullanılacak olan zihinsel beceriye sosyolojik tahayyül der. Bu bir beceridir. Sosyolojik tahayyül; bir insanın kendi deneyimlerini ve bu deneyimlerin toplum açısındaki yerini, toplumun katkılarını değerlendirme ve yorumlama sürecidir. Tahayyül etmek kazanılabilecek bir güçtür. Zoru başarmaktır. Daha açıklayıcı olmam gerekirse büyük bir resim var ve bu resme bakıyorsunuz. Baktığınız resmin her yerinde ayrı bir detay var ve sizler sadece bir noktaya bakmak istemiyorsunuz. Resmin her detayını özelden genele doğru inceliyor ve hiçbir yanını atlamıyorsunuz. İşte, baktığınız bu resimdeki küçük detaylar sizin kişisel deneyimleriniz. Genel kısmı ise toplumun bu deneyimlerinizdeki payı. Tamamını görebiliyor ve yorumlayabiliyor olmak da yaptığınız Sosyolojik tahayyül. Bu açıklama ile basite indirgediğimi düşünüyorum, aslında çok derin bir kavram.


İnsanın sadece kendi deneyimlerindeki nedenleri bile geniş alanda görebilme yeteneği öğrenebilecek bir şeydir. Sosyolojik tahayyül, toplumu anlamada yardımcı olduğu kadar kendi hayatlarımız ile ilgili de bir fikrimizin olmasına yardımcı olur. Kitabı okumadan önce bu yazıyı paylaşıyorum ki zaman içerisinde fikirlerimin ne ölçüde geliştiğini ve değiştiğini takip edebileyim. Bu konu ile ilgili yazılar kitap bölümlerini okudukça yazmaya devam edeceğim. Bilgilerimin ne ölçüde geliştiğini görmek istiyorum. Benim fikrime gelecek olursak hiçbir yaşanılan kendiliğinden değildir, hiçbir karar kişisel değildir. Bir sosyolog adayı olarak bireyin hareketlerinin arkasında yatan tüm nedenlerinin toplumsal bir çerçevede açıklanabilir olduğunu düşünüyorum. Sosyoloji, uçsuz bucaksız karanlık bir yol ise sosyologlar bu karanlığı aydınlatmak isteyen yıldızlardır. O yüzden de sosyolojik tahayyül edebiliyor olmak bizlerin yapacağı çalışmalar ve açıklamak açısından oldukça önemlidir. Sadece sosyoloji için de değil, yukarıda belirttiğim gibi bireyin kendi hayatını da anlayabilmesi ve anladığı şekilde hareket edebilmesi açısından da mühimdir.