Dedem 89 yaşında. Yaşantılarımız birbirinden pek de farklı değil. İkimiz de günlerimizi evde geçiriyoruz, bulmaca çözüyoruz, ülke gündemini takip ediyoruz, vahşi hayvanlar hakkında belgeseller izliyoruz. Dedem diyanet takviminin arka yapraklarını okuyor, ben Brautigan'ın Kürtaj romanını. Dedem müzik dinlemek için radyosunu kullanıyor, benim Spotify Premium üyeliğim var.  


Dedem 89 yaşında. Pek çok konuda benden daha üstün. Güne benden daha erken başlıyor, yediklerine dikkat ediyor, sigara ve alkol kullanmıyor, bol bol meyve tüketiyor. Sağlıklı bir bedenin kıymetinin farkında. Bostan ekebiliyor. Nogay Türkçesi biliyor. İlaç kutularının kartonlarına koşan ya da otlayan at resimleri çizebiliyor. Çizdiği atları kırmızıya boyuyor.


Dedem 89 yaşında. Ben hiç 89 yıl yaşamadım, güne sabah namazı saatiyle başlamadım, beslenmeme dikkat etmiyorum, sigarayı ve alkolü bol bol kullanıyorum, meyvelerle aram hiç yoktur (portakal hariç). Sağlığımın da bedenimin de kıymetini bilmiyorum. Bostan ekemem, berbat ederim toprağı. Nogay Türkçesi bilmiyorum. At çizemiyorum. Ayrıca at çizebilseydim asla kırmızıya boyamazdım. 


Dedem 89 yaşında. Dedemin eşi ölü, benim sevgilim hayatta. Benim hayatımda değil, farklı bir hayatta.