Buradayım
Evet fark edilememenin ücra yamacında
Uzanmak için sonsuzluğa
Erişmek için ulu kuşun altın sırtına
Biliyorum
Çabam ve gücüm yetersiz
Oysa çiçekler ve yıldızlar getirecektim kaosun memleketine
Kanlar içinde çocuklar doğacaktır
Fakat kan benim kanım değildir
Bir küfre değmiştir
Öyle süzülmüştür yaşamanın ırmağına
Asılmasaydı Gérard de Nerval'in bedeni bir sokak lambasına
Eğer yaşasaydı Hemingway bir balçık kentinde umutlu
Ve merak etmeseydi ölümün kutsallığını Beşir Fuad
Ben de bilinmedik bir tarzda
Kokusuz çiçekler ekecektim kendi batağıma
Yıldızlardan su çekecek ve çelik gibi diri
Dipdiri gövdeleriyle zambaklar karartacaktım yarına
Fakat bana düşen görev yaşamaktı
Olanca sancılı ve korkulu
Uyumadan sabahlara kadar yaşamak
Yaşamak ki öyle bir defa
Değil her an ölmek
Yeni benliklerle dirilmek açlığa
Kaostur benim memleketim ve öyle yalnız ki bu ülke tek ferdi
Tek ferdi benim
Uzansan dokunamazsın fikirlerime artık daha derin
Yaygın bir salgın gibi zehir taşır bedenime
Yoksuldur benim kalbim
Ve hiç uçurtma görmemiştir ciğerlerim
Bir yıldıza dokunmamıştır henüz ellerim
Benim de memleketime karlar yağabilirdi
Sonsuz beyazlığın içinde bedensiz, şuh gezebilirdim
Üşümeden ayaklarım sana yürüyebilirdim
Bilmem kaç sokak lambası ardı senin evin
Kabuslara uyanmak
Düşünde metal kokusu
Yüz yıllık hüznü boşaltan bir dağda patlayan kaynak gibi dehşetli
Fakat biliyorum bilmem kaç sokak lambası ardı senin evin