Geçtiğimiz temmuz ayında ayağım Ayvalık'taki Şeytan Sofrası'na düşmüştü. İçimde öyle bir merak vardı ki, acaba oraya neden Şeytan Sofrası denmişti? Hikayesi neydi, gibi sorular sormama neden olmuştu bu gizemli tepe. Ufak bir araştırma yaptıktan sonra bu platformda paylaşmak istedim. İyi okumalar.


1500'lü yıllarda Ayvalık, çoğunluk olarak Rumların yaşadığı ve Osmanlı Devleti'nin egemenliğinde kalmış bir yer olarak tarihte yer edinmişti. O zamanlar Rum olan Penelope isimli bir adam, kiliseye karşı geldiği gerekçesiyle kovulmuş ve şeytan olarak damgalanmasına neden olmuştu. Penelope, kiliseden kovulduktan sonra gidecek hiçbir yeri olmadığı için bugünkü Şeytan Sofrası'na yerleşmiş ve uzun yıllar bu tepede yaşamıştır.


Bir gün Ayvalık'ta çok büyük bir kuraklık yaşanmış ve buna bağlı birçok insan kıtlığa sürüklenmiş. Halk, kuraklığın ve kıtlığın sebebini kiliseye karşı gelen Penelope'den kaynaklandığını düşünmüşler. Ardından yaşadığı yere gidip onu öldürmeye karar vermiş ve tepeye varmışlar. Penelope bunun üzerine halkı sakinleştirmek amacıyla mükellef bir sofra kurmuş. Zaten kıtlıkla imtihan olan halk, bunu görünce yumuşamış ve Penelope'yi unutup sofraya hücum etmişler. Bunu gören Penelope, bu fırsattan yararlanıp oradan kaçmış. Bu sebeple tepenin adı Şeytan Sofrası olarak kalmış.



Şeytanın Ayak İzi

Tepenin uç kısmında demir parmaklıkların kuşattığı çukura benzer bir şekil bulunuyor. Rivayete göre bu izi, şeytan kaçarken bırakmış. (Tamamen söylenti de olabilir.)


Şeytan Sofrası benim için rüzgarın koparıp getirdiği o adrenalin gibi heyecan verici ve özeldi. Tepede, uçurum ile gökyüzünün ittifakından harikulade bir manzara doğmuş gibiydi. Umarım Şeytan Sofrası'na gitmeyenler için rehber mahiyetinde olur.






Yazar: Burcu Çiçek