Hepimizin isimce bildiği, hatta tablolarına rastladığı, üzerine düşündüğü sürrealizm, şair Andre Breton’a göre 'gerçeküstücülük' olarak belirlenmiştir. Aslında hepimizin sürrealist düşünceleri vardır; hayal kuran, kurmaktan korkmayan herkesin içinde, bilincinin dışında kurduğu bir dünya vardır. Sürrealizm, kendince düşünmek, bu düşünceleri resimlere, yazılara ve diğer tüm sanat dallarına aktarımıdır. 1924 yılında Andre Breton “Sürrealizm Manifestosu” kitabında şöyle açıklıyor bizlere: ”Gerçeküstücülük, ister söz, ister yazı ile ya da başka bir yolla, düşüncenin gerçek işleyişini ortaya çıkarmak için başvurulan, içinden geldiği gibi yazma yöntemidir. Bu aklın denetimi olmaksızın (rüyada olduğu gibi) her türlü estetik ve ahlak kaygısı dışında düşüncenin yazılışıdır.

Sürrealizm yelpazesi çok geniş olan bir akımdır, sürrealist işlerin her biri bir o kadar garip, bir o kadar da bilincimizin kuytu köşelerinde var olan sanat türüdür."


Sürrealizm edebiyat alanında da farklılığıyla kendini göstermiştir. Birçok şairin, başta Andre Breton olmak üzere, “otomatik yazma” türünü de bizlere “bir de sürrealizme böyle bakın” dercesine ortaya çıkarmışlardır.

"Otomatik yazma nedir?" diye soracaksınız elbette. Otomatik yazma, bilinen edebiyat tabularını yıkan yazma sanatıdır. Bu sanatın işleyişini Andre Breton yine kendi kitabında bizlere şöyle açıklıyor:

”Düşüncenizin kendi üzerinde toparlanmasına mümkün olduğu kadar elverişli olan bir yerde oturduktan sonra kağıt, kalem getirin. Kendinizi elinizden gelen en pasif ve en alıcı duruma koyun. Kendi dehanızı, yeteneklerinizi ve başkalarınınkileri yana bırakın. Edebiyatın, insanı her şeye götüren hazin yollardan biri olduğunu içinizden geçirin. Önceden düşünülmüş hiçbir konu olmadan çabuk yazın, aklınızda tutulamayacak ve yeniden okumak istendiğinde bulunmayacak kadar çabuk yazın.”


Peki sürrealizm nedir?

Her alanda zihnimize boyutlar katan bir akımdır. Gerçek açıklanırlığı olmayan, düşünce merdivenimizi hızlıca çıkaran ve bize o merdiveni sonsuz kılan ya da merdivenin son basamağının altına bulutlar koyandır. Herkes farklı anlamlar yükleyebilir, yüklemelidir de; sonuçta herkesin kendi “gerçeğinin üstü” vardır.

Bana kalırsa sürrealizm dünyayken boyut değiştirebilmektir, sürrealizm anlamak, bazen de anlamamaktır; çok düşünmek, düşüncelerinizi rahat bırakmaktır.

Siz de kendi bilincinizin dışına çıkın, gözlerinizi kapatın ya da açık bırakın, zihninizin derinliklerine inin ve sürrealizmi arayın.





Yazar: S. Büşra İncir