Fethettiğim evden çıkarıp

Duvara sinmiş ruhumu

Yarına hazırladım

Sıkı fıkıdır yarınım bugünümle

Bugünüm, yarının bulmacasını çözmekle yükümlü

Yarınımsa dünün boşluğuna temayül etmekle

 

Yoktur

Bugünde olmamın anlamı

Anlamım bir şey değildir benim

 

Gölgemse aşinadır buna

Gölgem cesurdur

Değdikçe göz ucuyla, edepsiz bir kamçıdır Gölgem

Bu yüzden tutmak isteyişinizi anlamakla

Buna rağmen gocunmamı anlamsız buluyorum

 

Tiradı tek başıma canlandırıyorum

varlığı kavradığım tüm güç ellerimden yitiyor

ıvır zıvır eşyalar artık atmosferini değil beni kaplıyor

Kendi gerçekliğimi

İçimde sıkışan

Kaplanıyorum

Oluşumum duruyor

Aşımım bir göreve tabi tutulmuş nesnellerle engelleniyor

 

Bir ifritin suretiyle

Zaman

(Kimse-n)

Kaygılarımı tetikliyor           

   


l.

İzin ver susayım kimsen

Karanlığına karıştığım

-şimdilik odam

Kaybımı bellemek ister

Katlanmamış nevresim, ütüsüz eteğim 

Masam, bardağım, defterim, el değmeyen kalemim


Boğazımı gıcıklayan duman

Sorumluluğu yüklenen eğrim

Tanışık olmadığım şehir

Sokaklar

Ucunda bulunmaktan kaçtığım kalabalık

Ardına takıldığım tenha


Göz bebeklerimi delen süzüşler 

Kornalar, vızıltılar, şahıslar, münakaşalar

Bir ararlık bilinmeyeni

Takibini edemediğim adımlarım, çaplasan duruşum 

Bulanık yüzler ardışan eller


Güzellemeye tek yaptığım istişarem

Tek kalışım

Tek anlayışım

Tek soruşum

Tek cevaplayışım

Sancıyan aitsizliğim

Buna ek suratsızlığımı kovaladığım zaman, an

Beni an nezdinde oyalandığım hayat

Bulsun istenç, bulsun ki

Düşünmeye çalıştığım düşünce

Kapının önüne getirmesin

Varsın ayaklarım 

Varsın aklım

Baktığını görsün, özün

Varsın aklım oyalansın kaybıyla kimsen

Yetersizim

Şu an dediğim an karşımda kapı gibi ur

Ubudiyete eremedim

Kendimin dediğim

İki uç nokta



Değil karşımda değişen aynı kişilikteki suratlara

Suretim akan zamana

Değil konuşmaya

Susmaya

Tümel bilinmezliği kucaklıyor ayaklarım

Benim tasarım değil

Konfora gardını almış adımlarımın getirisi


Durmadan netliğini yitiren yönüm ilerledikçe

Farkına varıyor kendinin

Varlığım geçici bir münakaşa değilse nedir?


Biliyorum çıkmaz arkam

Anlamını bulamaz yaşam, yeltenir


Öyleyse beni alt et!

Kimsen


Bir izahın mağlubu, kâinat

Külliyatı içtiğim günahtır boynumda

inanç toplumun ürününden yırtılma


Paçalarımdan tut beni kâinat

Yaradılışımdan anla doğasına yakın

Bir avcı gibi süz eteklerimden yalanı



II.

Anlatacağım bir şey olmalıydı

Elini tüm kuvvetiyle kaldırmalıydı bildiklerim

Neresinden tutmam gerektiği doğrunun, doğru tahrip edilmişse eğer

Meşum konuşurların ortasında

Yalın ayak kalmalıyım


Durun!

Diye bağırma cesaretini toplamam gerek

Ne diye yankılanır ki bir ses

Neden şuurumu kaybedemem


Bir kez yok olmak, var olmak kadar hiçe sayılmalı


Evsizin ciddiyetiyle mülkiyetim saymalıyım bu bankı

Ama oturmamalı adım şu kâinatın listesinde


İzin ver kimsen


Bu vakit ereceğim

Çok zaman gerçekleşeceğini bildiğim bir an

Farklı yerlerden nüfuz etmeli. Beni kendine


Mutaassıp konuşurları 

Bu bildim

Anladım duydum

İnandım, denedim, dinledim sandıkları

Kökünden, istiyorum

Çıktığı anda mahreminden

İncitmeliyim


Bu en kör noktamda

Burada bu yaşamda benimle bul kimsen


Yok adıma yakın anlam

Yok bana doğrulan

Yok çizgilerimin birleştiği

İsterim ki varlığım bir olsun

İsterim ki çözümleyemediğim tarafsız şuuraltım

Beni assın ayaklarımdan


İndirgediğim şu hayatta

Mağlubum kendimle, kendime varmaktan

Vardığım yol kaybıma tekâmül eder


Ağrıyan zihnim kadar yok musun kâinat

Bir yola varamayan

İlahi mecra çatsın kaşlarını anlam kayıplarıma

Ki bazen kayıptır, yaşamak.