Patladı suratında Tahsin'in iki tokat
Atların ağzından sular boşaldı
Ellerini arkadan bağlayıp Tahsin
yürüdü dar sokaklarda
Ağlamadı Tahsin
Esaslı adammış,
içinde hiç kurumayan bir göl
Düzenli aralıklarla besler onu bizim Tahsin
Sıkışmıştır, sokaklar gibi
evlerine ev demeye bin şahit
yalnızca çatılarında kusabildiğimiz
Kentsel dönüşümü bekleyen dede yadigarıdır
Tahsin.
Tahsin'i yıkacaklar,
oysa çok sallandı, döküldü hatta sıvaları
Ben şahidim ulan Tahsin
Kimse görmese ben gördüm oğlum,
Desem de inanmaz buna Tahsin
ölümü bekler durur
Elinde bir tespih,
Tahsin elinde bir tespihle
Ölümü çeker kendine.
Mikrofonu açık unutmuş
gözlerden ön yargılarınız akıyor
Tahsin aldırış etmeden seviyor,
sevecek adam belli ama
Suratında gece patlıyor...
Parklardan çocuklar çekilmiş
Bekçiler düdük çalıyor
Tahsin boynuna ip beğenirken çarşılarda
Üstüne alınma,
Üstüne alınma sana değil bu çalan sirenler.
Randevulara hep geç kalınmış
Bakma öyle saatine
için çoktan geçmiştir senin,
bu saatte
Başka bir şey geçmez buralarda insanın eline.
Tahsin'i gözümün önünde vurdular
Üçer kişilik iki koltuk salona sıkıştırılmış
Bir köşesi yoldan çıkmış,
Dünyanın ağırlığına dayanamamış bir korniş
Eğreti durur salonlarda bilirsiniz işte.
Tahsin'in elleri ve gözleri bir terazide otururdu
Tahsin'i kim vurdu diyecek olurlarsa
Olay yeri ve inceleme
O diyeceğim, onlar
Tahsin'i terazi öldürdü
ip gibi incecik bir dengede.