ayrılıklar hep bir sevimsizdi, sağlık olsun diyemedim

teselli bulamadım gayri bundan ileri

evvel bir cenaze kalktı omuzlarımdan

arada bir içim şenlik yeri


ham maddesi buzdan bir varlığım ben

her gün biraz daha çözülüyorum

yirmi küsür senedir içim aynı bulantıda

ve dündür başım uykuda

rüyalarımda bile hep aynı taşa takılıyorum

kim bu kadar canıma kafayı takmış?


en son ne zaman nefeslenip bağrımı açtım baharlara

ya da ne zaman sırtımı dönüp firar ettim barbarlardan

hatrıma gelmez böyle şeyler


davetsiz misafirlerin

uyku molalarımı bölüşüne çok darılıyorum

bozulmuş gerçekliğimde her gün iki tokatla ayılıyorum

yine de mahmurum


sözde şirk gönül kerhanesinde vuku bulamayacaktı

sözde nadan bir daha dostum olmayacaktı

rol yapmaktan usandım

kayıtsız bir tavır takındığım bu dramadan

ne kadar ömür tayin etti yaradan

bilemem ama sığdırdım tümüne duaları

o kaçırdı çağrıları, bense reddettim tüm tanrıları

biçare kollarım arasına aldım yarını

gözüm gibi baktığım



kesin konuşsam tanrı derdiniz

konuşmasam aykırı.