Ölüm korkusu, insan vücudunu en etkili hale getiren bir tür adrenalin çeşididir. Bir insanın başına silah doğrulttuğumuzda, o silahı indirmediğimiz müddetçe ona istediğimizi yaptırabiliriz. Ölüm korkusu tam olarak budur: Aşağılık insanoğlunun bu aptal dünyada yaşamak için çırpınışlarıdır! Oysaki bu dünya aciz, karanlık, yaşamaya değmez, beş parasızdır. Buna rağmen gördüğüm tüm insanların yetişmesi gereken yerler vardı. Metroda, iskelede, meydanlarda, otobüslerde… Hepsini görüyordum, onların aksine. Bazen Tanrı olduğumu düşünüyordum. Onların hızlı adımlarını, nefes alıp verişlerini, kadınların ince topuklulularının yerde çıkardığı sesi… Hepsi ruhumda yankılanıp bedenimin toprağı oluyordu. Onlar benim varlığımla var olurken ben onların göremediği, görmek istemediği Tanrılarıydım. Kimisinin yetişmesi gereken bir dersi, kimisinin toplantısı, kimisinin ise bir evi vardı. Bundan ziyade tüm o insanlar işe, okula ya da eve değil, hayata yetişmeye çalışıyordu çünkü hayat beklemezdi. Belki de tüm bu kargaşa ve fırtına bundandı.