Güldürüyor, ölümden korkanlar beni.

Sen öldün, diyorum.

İnanmıyor, inanmak da istemiyor.

Ben de öldüm, diyorum.

Delirdim sanıyor.

Biz -olabildiysek eğer- öldük, diyorum.

İnanır gibi oluyor.

Ya da önceki hayatının cenneti sanıyor. 

Aman ne yanılgı!

İnsanlık diyorum, kaç kere öldü:

Kalemiyle adaleti de kıran yargıcın adaletine vâkıf olduğumuzda,

Müebbetlinin gözlerinde umudu müebbetlik sandığımızda,

Astığı başlarla merhameti de asan cellada merhamet yakıştırdığımızda,

Nice zamanlar, nice anlar öldü.

Biz böyle böyle öldük, her bir zerremizden defalarca bölündük.

Ama biliyor musunuz?

Ben hep yeniden dirilişe inanmak, mahşerde toplanmak istedim.

O da Tanrı'nın sanrısıymış, bilemedim.