"Enerjinin Korunumu" olarak da bilinen termodinamiğin ilk yasası özet ile şöyledir: enerji vardan yok olmaz, yoktan da var olmaz.

Bu ufak bilgiye dayanarak asıl sorumuza gelelim. Madem enerji vardan yok, yoktan da var olmaz ise her şey en başında nasıl var oldu?


Şimdi size hem aşırı derecede mantıklı hem de aşırı derecede mantıksız bir cümle kuracağım. Her şeyin var olabilmesi için bir şeyin yoktan var olması temel mantık dinamiğine göre şarttır.

Bu öne sürdüğüm sav hem doğru hem de yanlıştır.

Yanlıştır, çünkü bir şey mantıken yoktan var olamaz, vardan da yok olamaz.

Doğrudur, çünkü her şeyin var olabilmesi için bir şeyin yoktan var olması gereklidir.


Gördüğünüz gibi bu bizi bir paradoksa sürüklüyor. Aslında yıllar yıllar önce temeli atılmış bir paradoksa, Zenon Paradoksu'na fakat sizlere bu paradoksu açıklamadan önce biraz matematiğe gireceğim.

- Matematikte "sonsuzluk" bir tanım değil sıfattır.

- Matematikte "0" yokluğu ifade eder.

- Matematik bir dil çeşididir.


Şimdi Zenon Paradoksu'na gelelim:

Şimdi 10 metrelik bir yol hayal edin, bu hayalinize bir başlangıç ve son ekleyin. Zenon'un Paradoksu'nda bir kişinin tüm yolu kat etmek için yolun yarısına gelmesi gerekir. Şimdi 10 metrenin yarısı olan 5 metre yolu gittiniz. Yolun sonuna gelebilmek için kalan yolun da yarısını gitmeniz gerekir.

10-5-2.5-... şeklinde gider. Bu da matematikte limit kavramının doğumuna bağlanır ama biz o kısım ile ilgilenmeyeceğiz.


Bu bilgiler doğrultusunda asıl sorumuza geri dönelim "Madem enerji vardan yok, yoktan da var olmaz ise her şey en başında nasıl var oldu?" Bu sorunun cevabı ise yok.

Bu tıpkı hayatında hiç yalan söylememiş bir insanın "Ben yalancıyım." demesi gibidir. Hem yalancıdır hem değildir.

Peki nasıl oluyor? Bu paradokslar neden var?

Çünkü değerli okuyucu, dil ve mantık kusurlu ve matematik de kabuller üzerine kurulan bir dildir. Belirli bir noktaya kadar bu mantık ve dil işliyor fakat aslında ortada bir gerçek yok. Şu an ben bunları yazarken ve siz bunları okurken var olan temel mantık dinamiğine göre yorumluyoruz. Sebepler ve sonuçlar. Peki her şey aslında bu kadar basit mi?


Şimdi sizlere bizim algımızın kusurlu olduğunu somut olarak kanıtlamak için Möbius şeridinden bahsedeyim. Möbius şeridi, geometrik olarak uzunca bir şeridin bir ucunu 180 derece bükerek diğer ucu ile birleştirilmesiyle elde edilen yüzeydir ancak bu yüzeyi ortadan ikiye kestiğimizde ikiye ayrılmaz. Evet okurken anlaşılması zor burada sevgili okuyucu iş sana düşüyor biraz. İnternet gibi bir kaynaktan faydalanıp kısacık bir zamanını ayırarak ufkunu misliyle açabilirsin.


Eğer buraya kadar okuduysanız ve dediklerimi kavrayıp yaptıysanız devam edelim ve başka bir soruya sürüklenelim. Gerçek nedir? Gerçek bir kavramdır, hemen bu kavramın anlamını copy-paste yapayım. "Gerçek kavramı, felsefi bir kavram olarak, genel anlamda, düşüncede var olan ya da düşülmüş şeylere karşıt anlamda var olan, düşünülmüş olanın dışında mevcut olan anlamındadır."

Daha önce bu tanımı hiç okumuş muydun?

Ahh güzel dostum...

Bizlere cevap veriyorlar fakat sorulardan haberleri bile yok.


Yazımı burada sonlandırıyorum. Belki daha sonra kaldığım yerden devam ederim ya da bambaşka bir şey anlatırım. Bu yazdıklarımı "deneme" olarak nitelendirebilirim sanırım. Fakat niteliği önemsiz sizleri sadece düşünmeye davet ediyorum. Ve mutlaka okumaya, yoksa benim 15-19 yaş arasında harcayıp keşfettiğim şeyi yıllar önce Descartes'in kaleme aldığını öğrenip dumura uğrayabilirsiniz. Okumak zamanı satın alır dostlar. Doğru ürünü, doğru satıcıdan, doğru fiyata satın alın.