Tanrı tuttuğumu altın değil, sen eylesin,

Ki, o zaman toprağa bile benimle girer servetim.

Mutlu bahçeleri, senle yaratır,

Cennete benzetilen ne kadar yer varsa,

Kapısından gözlerin ile geçerim.


Cennetin ve cehennemin tasavvuru,

Şimdi, büyük bir sır ben ve senin aranda,

Sır tabii, kaç kişi kıskanır biliyor musun,

Kaç milyon kişi kıskanır, bilse eğer,

Cenneti gördüğünü, her baktığın aynada?


Tanrı tuttuğumu, altın değil sen eylesin,

Pırlantalar, gümüşler.

Hangi sarraf satacakmış,

Bir kuple gülüşünü ruhuma?


Anlamını yitirmiş gerçekliğin,

En tezat köşesinde,

Zihnimin derinlerinde,

Hiçbir yaşayanla el sıkışamayacağım,

Bir gerçek var şimdi, ki sıkışasımda yok hiç.


Tanrı gönderdi altını, yüce, uçan alev toplarıyla,

İşte gerçek o ki,

Tanrı pulunu, değersiz kılan bir sen var aklımda.