Sana bir mucize, bir delil, bir peygamber; Muhammet, İsa yahut Ali’yi gönder demeyeceğim. Aşktan uzak ama sabilere bağlı bir ruhu taşıyan bedenimi Meryem'le bir et de demeyeceğim. Göğe yükseleyim, hiç. Sana bir sevgiliyi yolumdan, bir akrabayı yanımdan, yahut hayatımı rayından niye aldın diye sormak da yok. Gökteysen göğe bakıp, dipteysen yere geçip ağlamayacağım söz.

Hesap sormana gocunmayacak, öyleyken böyle diyerek küstahlık yapmayacağım. Kulsam hani, haddimi aşmayacak ve verdiğin dertle işlediğim şerri kıyaslayarak kendimi aklamayacağım.

Yazmışsın ya kitabına, şah damarımdan daha yakınmışsın sen bana. O zaman n'olur beni uyut. Pekala saçlarımı okşaman mümkün değil, sadece esenlik ver ve uyut. Bana bir şeyler anlatman mümkün değil ama dünyadaki dostumdan sakındığım asıl ben kimmiş onu bir dinle.

Çok üstüme geldi çamurdan yaratırken çamurluğunu tam değiştirmediklerin, çok geldiler üstüme bak kendi ruhundan üflediklerin. Cehenneminde beni yakacağın ateşin en dumansız hali bile kötü şeyler tıkadı boğazıma. Sen görensin bak, toplasan kaç gece rahat uyudum?

Yemin ediyorum başka kulun olsa, çok başka olurdu her şey. Ben, ben sana hiç kırılmadım. Bir an olsun bırakmadım inanmayı, asla duadan geçecek kadar küsmedim sana.

Madem benim halim bir sana zâhirdir, madem ki onca dost ve hısımla da olsam sen yoksan adem dediğimiz oluyor yedi kat göğün yetimi; o zaman bana uyuyacak bir zemin ver. Evimde ya da yanında, semada ya da sularda demiyorum, dilersen yerin yedi kat altında. Sen bana senin uyumamı arzu ettiğini anlamamı sağlayacak bir zemin ver. Kucak aç bana. Öbür dünyada zaten varsa bu dünyadaki kıyametimi ertele. Her gün bir mahşerinden çıkıyorum. Yakacaksan cehenneminde ayır etimden kaburgamı. Ben bu fani hayatta çok sık kül oluyorum. Bak, belimi kırmış senin ayaklarımı basayım diye yarattığın yer. Boynumu bükmüş başımın üstüne serdiğin gök. Çok şey istiyorum belki ama bana artık taşıyacağım yükleri de yükleme.

Çünkü ben çok küçükken, bana dondurma almaya paramız yokken misal, kimse oyuna almazken altı yaşımı, evde kimse yok diye tek başıma yaparken kahvaltımı, bacağım kırılmışken, yaşasa seveceğim bir çocuk ölü doğmuş ve en az bir aşk ve bir dostluktan ölü çıkmışken güvenim, ben o zaman bile seni hep çok seviyordum. Uyumayı olsun hak etmiş olmam gerek.