Ant olsun yazısı silinmiş mezar taşlarına!

Yağmurda ıslanmış kimsesiz bir köpek gibi

Tüyler ürperten bir ıssızlığın ortasında titreyen ruhlara,

Geçit vermeyen karlı yolların ardındaki harabelerde

Selası okunmayan cesedin ciğerinde peyda olan kurda,

Bir öğlen vakti Golgotha tepesinde

Avuçlarından kan damlayanın sitemkâr haykırışına

Ant olsun ki

Pişman değilim...

 

Gün, dörtnala geçtiği yollardan heybesi boş geldi,

Gün, tükendi; vakit, saatlerin terse çark etme vaktidir.

Menzilsiz itlerin bile 'artık vardık' dediği bu meydanda

Tanrılarla kurulan divan, mahkûmun hüküm yeridir.

 

***

 

Ellerimle dikip, can verdiğim bir söğüdün gölgesinde

Ulaklarla haber saldıklarımın yolunu gözlüyorum.

Sabırsız ve hiç olmadığım kadar cüretkârım.

Burası benim çöplüğüm!

Erguvan kokulu yağmurlar süzülür söğüdün yapraklarından,

İbibik kuşları yuva yapar dallara,

Gelincikler bin yıl yaşar bu gölgede.

Yalnız değilim bu cennet bahçesinde,

Yaşını bilmediğim bir alageyik yârenlik ediyor bana;

Başını yaslamış göğsüme, korkuyor gelenlerden

Kalbimin mutmain vuruşlarında sekînet bulmaya çalışıyor.

Nabzım, her zamankinden daha yavaş,

Korkmuyorum!

Ardımda dağ gibi duran günahlarımla,

Onları bekliyorum.

 

Akın akın icabet ediyor tanrılar,

Kendilerinden çok eminler;

İnsan kaynattıkları kazanlar yoktur fakat burada...

Hükmedecekleri bir zaman,

Halk edecekleri bir mekân değil bu meydan.

Alaycı çehreleri aynaydı kibirle yoğrulmuş kalplerine,

En ön safta omuz omuza verdiler.

Çeşit çeşitti sûretleri, kiminin demirdir bilekleri

Kimisi altın kanatlı, kimi mendebur suratlı

Kiminin boynuzları arşı deler,

Kiminin belinde alevden bir kemer.

İlk defa korku tebessümleri zuhur etti,

İlk defa iradelerini aşan bir tiyatroda

Olacaklardan habersiz birer seyirciler.

Onlar birbirlerine üstünlük taslaya dursun, ziyanı yok

Benim nazarımda, bayağılıkta denktiler.

 

Açıldı perde, sükût çöktü genizlere…

Tanrılar ürperir mi hiç?

Bu soğuk rüzgâr, bu katran karası bulutlar,

Hepsi benim eserim;

Peki, göz bebeklerinizdeki korku neye işaret?

Hoş geldin ata tanrı, hoş geldin gökyüzünün hakimi

Sana verdiğim hüküm belli

Irzına geçtiklerinin borcunu bugün canın ile ödeyeceksin

Senden bin kat şerefli fahişeler tarafından recmedileceksin.

Sen de hoş geldin sarsıntılar tanrısı, denizlerin hakimi

Kaç düzen bozdun, kurmak istediğin düzen için

Kaç ocak yıktın sanrıların uğruna?

Lütfun sadece peydahladığın piçlere mi?

Sen bugün bir damla suya muhtaç olanlar tarafından

Susuz bırakılarak katledileceksin.

 

Ölüler yurdunun efendisi, savaş ve yıkım habercisi;

Kurnaz, sarhoş, avcı, âşık, bilge ve şair

Hepiniz hoş geldiniz.

 

***

 

Alageyiğimin tüyleri pamuk gibidir,

Sizin haram kıldığınız zevkler bu söğüdün dibinde filizlenir.

Bana ve benim gibilere reva gördüğünüz kader

İbibik tacını açınca, her telde yeniden biçimlenir.

 

***

 

Ne oldu da donup kaldınız?

Oysa şölen başlamadan evvel şen şakraktınız?

Sahibi olduğunuz efendiler tarafından

Gururu bin kez örselenen babasız bir kölenin

Gözyaşları ile ıslattığı kaldırım taşlarını

O çirkin suratlarınıza çarptığımda utanacak mısınız?

Sarp kayalıklardaki sarayında keyif çatarken dağlar tanrısı

Sırtıma yüklediği dağlara bakıp da

Yürek darlayan kahkahalar patlattınız

Çekinmeyin; çiğ et yiyin, şarap için, eğlenin!

Bugün artık başınıza yıkılmakta tüm kâinat

Tüm yolların bağlandığı bu meydandan nereye kaçacaksınız?

 

***

 

Alageyiğimin gözleri okyanusun derinlikleri gibidir…

Diri diri gömdüğünüz hakikat, bu söğüdün gölgesinde dirilir.

Mahrum bıraktığınız sevgi ve tüm insani ihtiyaçlar,

İbibik tacını açınca, her telde cömertçe bahşedilir.

 

***

 

Kibirli budalalar, biçimsiz ucubeler!

İlk kez tadacaksınız çaresizliği ömrünüz boyunca

Bugün adalet benden yana.

Belki anlarsınız

Acizlik kundağına sarıp, umutsuzluk beşiğinde salladıklarınızı.

İçkilerinize meze yaptığınız genç kızlar

Ve ruhlarını emdiğiniz delikanlıların ahını hiç işitmediniz.

Sizin çaresizliğinizle son bulacak zulüm çağı,

Doğan çocuklar gülerek başlayacak hayata.

Azat olacak gözü arkada kalan prangalı ruhlar.

Bir siz kalacaksınız bu meydanda bir de günahlarınız

Sonsuza dek hapsolacaksınız.

 

***

 

Benim tek günahım, Tanrı olmaya çalışmaktı.

Onun da diyetini yalnızlığımla ödüyorum…

Yüreğimin sekînetine lanetler okuyan o kadına ant olsun ki

Borcumu ödedim

Pişman değilim…