Michelangelo Buonarotti, Yüksek Rönesans Dönemi'nde bir İtalyan kenti olan Arezzo'da dünyaya gelmiştir. En ünlü eserlerinden biri olan, İncil'den dokuz ayrı sahnenin üç yüzden fazla figür ile betimlendiği Sistina Şapeli'ni yalnızca dört yıl içerisinde bitiren ve döneminin en büyüklerinden görülen başarılı İtalyan sanatçı, şiir, resim ve mimari gibi sanatın birden fazla dalıyla ilgilenmiş olsa da kendini her zaman bir heykeltıraş olarak tanımlamıştır. Hristiyan sanatında önemli bir yeri bulunan Pieta'nın yorumuyla ününü artırmaya devam etmiştir.
Pieta, Latince kökenli bir kelime olup Eski İngilizcede tanrıya hürmet etmek anlamında kullanılan "piety" kelimesinden türemiştir. Pieta, Hristiyan sanatında Meryem'in en önemli üç tasvirinden biridir. Diğer ikisi ise, Meryem'in genellikle göğsünde yedi bıçak ile betimlendiği "Mater Dolorosa" (Lady of Sorrows) ve çarmıha gerilmiş İsa'nın sağ tarafında ayakta durduğu "Stabet Mater" (Here Stands the Mother) tasvirleridir. Bu iki formun örnekleri daha çok resim sanatında görülmekle birlikte, ilk olarak 1300'lü yıllarda Almanya'da ortaya çıkmış olan Pieta daha çok heykel sanatında görülmektedir.
Kardinal Jean Bilheres'in mezarına koymak üzere sipariş ettiği eser Michelangelo ile Pieta'nın İtalya'daki ilk örneği olmuştur. Buna ek olarak Yüksek Rönesans Dönemi'nde birden çok figürün bulunduğu heykellerin yaygın olmaması eseri farklı kılmıştır. Bu eserden sonra 16. yy'ı takip eden yıllarda Pieta yaygınlaşmış ve Michelangelo birçok farklı sanatçının eseri yorumladığına tanık olabilmiştir.
Pieta, Michelangelo'nun imzasını attığı yegane eser olmakla birlikte, sonraki yıllarda gerçekleşen restorasyonlarda eserin ön kısmında sanatçının açıkça görülen "MICHAELA(N)GELUS BONAROTUS FLORENTIN(US) FACIEBA(T)" şeklindeki imzasına ek olarak, Meryem'in sol elinde bir "m" harfi bulunmuştur. Bu harfin Meryem veya Michelangelo isimlerinden hangisi için kullanıldığı bilinmiyor.
Michelangelo ikiyili o dönem Leonardo Da Vinci gibi diğer sanatçıların da kullandığı gibi piramit biçimli bir kompozisyon içerisine yerleştirerek kurgulamıştır.
Diğer Pieta betimlemeleri de buna dahil olmak üzere o dönemlerde yapılan eserlerde Meryem, İsa'nın otuz üç yaşında olduğu düşünüldüğünden, genellikle yaşlı bir kadın olarak betimleniyordu. Michelangelo'nun yorumunda ise Meryem genç ve dinç bir yüze sahipti ve bu nokta birçok eleştiriye sebep oldu. Sanatçı ise eleştirilere "bakire" bir kadının çok daha genç gözükeceği savunması ile cevap verdi. Bazı araştırmacılara göre sanatçının bu tavrı, hayranı olduğu Dante'nin İlahi Komedya adlı eserindeki "Trinity" yorumlamalarından yola çıkarak şekillenmiştir.
Dönemin sanat anlayışıyla paralel olarak eserde iki figürün de vücudu maruz kaldıkları fiziksel ve içsel acılara rağmen son derece idealize edilerek gösterilmiştir. Bu, Yüksek Rönesans'ta devamlılığını koruyan ve yeryüzünün tanrının güzelliğinin tezahürü olarak görüldüğü Neo-Platonik fikirlerin bir temsilidir.
İsa'nın çarmıhtan indirilişinden hemen sonrasını gösteren bu eserde dikkat çeken diğer bir nokta ise İsa'nın naaşının Meryem'in vücudunun dış hatlarının içinde kalırken, vücudu kat kat örtüyle kaplı olan Meryem'in kucağının epey geniş olmasıdır. Bu orantı Meyrem'in ayağa kalktığında aslında oğlundan çok daha uzun boylu olmasını zorunlu kılar. Fakat bu detay Michelangelo tarafından, Meryem'in yüzündeki hüzünlü ve bir o kadar da incelikli ifadenin, aslında kendinden çok daha geniş olan oğlunu kucağında taşırken zıtlık yaratmaması amacıyla düşünülmüştür.
Pieta'nın ilk restorasyonu 1700'lü yıllarda eserin taşınması esnasında Meryem'in sol elindeki dört parmağın kırılması ardından yapıldı. 1972 yılında ise eser bir ziyaretçi tarafından çekiçle saldırıya uğradı ve Meryem'in sol kolu kırılarak burun, yanak ve sol gözde büyük hasar meydana geldi. Bu olay üzerine yapılan restorasyon, yıllar süren tartışmaların ardından on aylık bir süreç ile tamamlandı. Eser günümüzde Romada, St. Peters Bazilikası'nda bulunmaktadır.
Yazar: Ebrar Şeyma Kaymak