Bazen kaybetmek insanı daha da hırslandırır. Ama bazen. 2023 gerçekten üst üste çok şey kaybettiğim bir yıl oldu. En dibi gördüysem artık yukarı çıkmak istiyorum. Bazen artık dayanamadığımı hissediyorum.
Yılın başlarında deprem oldu. Binlerce, on binlerce vatandaşımızı kaybettik. Onlarca ilimizi kaybettik. Hayallerini kaybettiler, güvenlerini kaybettiler. Evlerini, ailelerini, çocukluklarını kaybettiler. Psikoloji kalır mı, kalmaz. Onu da kaybettiler, kaybettik, kaybettim. İstanbul’da yaşayan biri olarak kendimi kendi ölümüme alıştırdım. Yaşarken hayatımı kaybettim. Depremden aylar sonra dedemi kaybettim. Arkadaşlarımla yakınlığımı kaybettim. Yakın arkadaşlarımla artık ne kadar yakınım bilmiyorum. Üniversitede arkadaşlarımla hala arkadaş mıyız bilmiyorum. Gerçi böyle olacağını biliyordum ama ayrı kalanın ben olacağını beklemiyordum. Beklemediğim başka bir şey de vardı. Bir bayram sabahı arkadaşımın kazada kaybettiğimi duymayı beklemiyordum. Ne zaman olursa olsun gördüğümde yüzümü güldüren iki kişiden biriydi. Beni gitar çalmaya teşvik eden kişiydi. Babası öğretmenimdi, bana kimyayı sevdiren, kimya bölümü okumama sebep olan adam. O gün başsağlığı dilemek çok koymuştu bana. Aylar sonra tekrar gördüğümde tanımadım. Yıkılmıştı, çökmüştü. ‘‘Nasılsın oğlum?’’ dedi. Oğlum diyene kadar iyiydim aslında ama artık değildim. Öyle işte. Maddi olarak da ilk defa bu kadar kaybettim bu yıl. Ve sanırım inancımı da kaybediyorum, bilmiyorum. Yaşama sevincimi kaybedeli çok oldu zaten. Aşk dersek ne zaman yüzüm güldü ki. Ama belki bu sefer burun farkıyla öne geçebilirim. Korkmazsam kaybetmekten, korkmazsam sevmekten, biraz sevilmek güzel olurdu.
Koskoca bir yılda kazandığın hiçbir şey mi yok diyeceksiniz. Var. Bir iki kişi girdi hayatıma. Dahaca kaybetmedim. Ama bazen bir şey kazanmak için başka bir şeyi kaybetmek gerekir.