İnsanlar ile iletişimimizde duygu ve isteklerimizi olumlu sözcüklerle ifade etmek, bilinçsiz tüm davranışlarımızın yönlendirildiği yer olan bilinçaltımıza doğru mesajı vermekle kalmaz, kendimizi daha iyi hissetmemizi de sağlar ve kendini iyi ve huzurlu hisseden insanın iletişimi de böylece sağlıklı olur. Kültürel farklılıklar durumunda ise bu sağlıklı alan o kültürün dilini öğrenmekten geçer. Birden fazla dil bilmek veyahut dünya dili olarak kabul edilen İngilizceyi bilmek, çoğu zaman karşımızdaki bireyle daha efektif bir diyalog kurmamıza olanak tanır. Çok dilliliğe mesleki açıdan bakılacak olursa pozitif yönden bireye katkı sağladığı görülmektedir. Günümüzde işe alımlarda genellikle sorulan sorulardan biri ise: “Yabancı dil biliyor musunuz?” Bu soru adeta bireyin hayalindeki mesleği yapabilmesinin ve hedeflerinin önüne bir engel olarak çıkıyor. İnsanlar, dil öğrenmek ve kariyer basamaklarını sağlam bir şekilde çıkmaya zorlanıyor fakat dil bilmeyenler için ise deyim yerindeyse merdivenlere muz kabuğu atılıyor ve herhangi bir ilerleme kaydetmek şöyle dursun, meslek hayatına başlayamıyorlar bile. Birey kendini profesyonel yönden geliştirmek istiyorsa ve aynı zamanda mesleki bağlamda avantaj kazanmak istiyorsa dil öğrenmelidir, bunun için birçok platform mevcut. Mesela kurslar ve çevrim içi eğitim gibi metotlar dil öğrenmeyi kolay kılıyor. Yani insanlar bazı hedeflerin önüne set koyarken o setleri aşmanın da kolay bir yolunu sunuyorlar.


Günümüzde en çok kullanılan kavramlardan birisi iletişim sözcüğüdür. Öyle ki, içinde bulunduğumuz çağ artık bu kavramla ifade ediliyor: İletişim çağı. İletişim; kişiler arasında duygu, düşünce ve bilgi alışverişini sağlayan bir etkileşimdir. Bulunduğumuz çağda bireysel, ailevi ve toplumsal birçok sorunun kaynağı iletişimsizlik değil midir? Günümüz toplumlarının en büyük hastalığı sağlıklı iletişimler kuramamasıdır. Sanki dünyada yalnız yaşıyormuşuz gibi iletişim kanallarımızı tıkadık. İletişimde dinleme kalitesini kaybettik, sadece konuşmak için fırsat kolluyoruz ve sadece konuşarak iletişimin sağlanacağını düşünüyoruz. Karşılıklı diyalogda sağlıklı bir ilişki için herhangi bir emek harcanmadığından kimse kimseyi dinlemiyor. İnsanlar zamanla en önemli iletişim unsuru olan dinleme yeteneğini köreltmekte veya kaybetmektedir.

İnsanlarla iletişim kurmayı bilmek, iletişim tekniğini ve inceliklerini tanımak hayatta başarılı ve mutlu olmayı sağlayan eşsiz bir kozdur.

Sadece başkalarıyla iletişim kurmuyoruz, içsel dünyamızla da sürekli iletişim halindeyiz. Sahip olduğumuz en önemli güçlerden bir tanesi işte bu son noktada gizlidir. İçimizde gizli kalmış kaynaklara ve yeteneklere ulaşmamızı sağlayacak olan insanın kendisiyle olan sağlıklı iletişimidir. Dünyanın elektronik bir köy haline geldiği günümüzde, yerinde konuşmak ve kendini iyi ifade edebilmek en önemli silahlardan biri haline gelmiştir ancak her nedense, iletişimin bu yönünü genelde ihmal ediyoruz. Doğrudan sözlü iletişim, insanlar arasında iletişimi muhabbeti ve anlaşıp kaynaşmayı sağlayan en önemli araçtır. Yani insanlar duygu ve düşüncelerini, arzu ve taleplerini çoğu kez konuşarak ifade ederler. Bir kimsenin kullandığı dil ve üslup onu hayatta başarılı kılabildiği gibi hüsrana da uğratabilir. Onun için Mevlana, “Dil hem tükenmeyen bir hazine hem de dermanı olmayan bir derttir.” demiştir.