Mekanlar ve görsellik açısından Jane Austen romanlarını hatırlatan, ancak hikâye ve uçuk karakterlerine bakıldığında ise sanki Phoebe Waller-Bridge'in kaleminden çıkmışçasına fırlama ve eğlenceli olan üç bölümlük bir mini dizi.

Birbirinden sıradan, ancak aynı zamanda buna tezatlık oluşturacak şekilde sıradışı karakterleri görüyoruz dizide. Aşka aşık ve hayatı boyunca ideal erkeğini arayan maceraperest ve romantik bir kadın Linda, onun, ayakları yere basan, iyi eğitimli, gerçekçi ve güvenli sularda kalmayı tercih eden kuzeni ve aynı zamanda en yakın arkadaşı Fanny, tarzı ve karakteriyle şahsına münhasır, çılgın ve varlıklı bir beyefendi Lord Merlin ve nicesi.

İki dünya savaşı arasında İngiltere'de geçmekte olan hikâyemiz bize, birbirine zıt ama birbirini çok seven ve birbirini tamamlayan iki kadını takdim ediyor. Linda, bir İngiliz asilzadenin kızıdır ve babası Matthew kesinlikle kızlarının eğitim almasına izin vermemiş çağ dışı düşünen bir adamdır. Durum böyle olunca Linda'nın elinde sonsuz yaşam enerjisi, cesareti, güzelliği ve aşka olan inancı vardır ve hayatı boyunca da yolu hep bu temalar üzerinden ilerler. Fanny ise, hikâyemizin gözlemcisi ve anlatıcısı karakterimizdir. Fanny'nin annesi de tıpkı Linda gibi aşka aşık ve hayatını yaşamayı seven bir kadındır. Bu nedenle Fanny doğduğunda teyzesine emanet edilir ve bu şekilde büyür. Fanny, Linda'ya göre daha ağır başlı ve temkinlidir. Ama bir şekilde karakterlerimiz birbirlerini bunun tam tersi görmekte, Fanny'ye göre Linda, tanıdığı en masum, en tatlı insan iken, Linda'ya göre ise Fanny, onun tanıdığı en cesur kişidir. Hikâyede çok az rolü olmasına rağmen en çarpıcı karakterlerden biri olan Lord Merlin (Andrew Scott) ise bambaşka bir hava veriyor ortama. Aslında çok sıradışı olmamasına rağmen Andrew Scott karakteri harika bir şekilde taşıdığı için sanırım en sevdiğim karakter o oldu ki diziyi izleme sebebim de Andrew Scott'ın yer alıyor olmasıydı :)

Dizi aşk temalı, romantik komedi türünde olsa da daha çok bana dostluğu ve onun sıcak, koruyucu, güven verici tarafını hissettirdi. Belki izleyenler bu iki kadını tanımlanmış cinsiyet rollerine ve toplumsal ahlak kuralları ve kadının buradaki yerine göre karşılaştırıp kendince iyi-kötü, ideal-evlerden ırak perspektifinde değerlendirebilir. Ama benim gördüğüm şey, hayatta kendi seçimlerini yapmış ve kendi tarzlarınca mutlu/mutsuz olan iki karakteri birbirine zıt değil, aksine iç içe ve tamamlayıcı bir şekilde ele almış, tatlı ve insanı sıkmayan bir mini dizi. Bir oturuşta bitirebileceğiniz çerezlik ve keyifli bir yapım arıyorsanız, önerimdir. İyi seyirler.