Kendisiyle bu kadar geç tanışmış olmanın hüznünü ve derin utancını yaşıyorum.
Müsaadenizle sizlere hem Thomas PAİNE'den hem de ona verilen toplumsal desteği bitirerek, ömrünün kalanında onun birçok iftiraya ve saldırıya uğramasına yol açan "Akıl Çağı" kitabından bahsetmek istiyorum.

Gerçekten sıra dışı bir hayat yaşamış, düşünceleriyle çağının ötesinde olan erdemli, doğru bildiklerini söylemekten çekinmemiş bir isim, Thomas PAINE.
Aydınlanma döneminin en önemli yazar, aydın ve devrimci düşünürlerinden biri.
Thomas PAINE, düşünceleriyle Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nı ve Fransız Devrimi'ni köklü şekilde etkilemiştir. Yaşadığı dönemi derinden etkilemesine çok önemli tarihi olaylarda doğru ve etkili rol oynamasına rağmen "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar" realitesini de hayatı boyunca ne yazık ki hep yaşamıştır.

1737 Yılında doğmuş çocukluğu yoksulluk içinde geçmiş. Geçimi için birçok işte (amelelik de dahil) çalışmak zorunda kalmış. Yaşamı boyunca değişik dönemlerde İngiltere, Amerika ve Fransa'da yurttaş olarak bulunmuştur.
Hem kendisini hem kitabını biraz uzun anlatacağım. (Affınıza sığınarak...)
Thomas Paine özellikle Sağduyu adlı eseriyle Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nin hazırlanmasında önemli bir rol oynamış, 1792’de yazdığı İnsan Hakları adlı eseriyle, Fransız Devrimi’nin temellerini de güçlendiren sonrasında yapılanların teorik temellerini atan en önemli isimlerden biri olmuştur.

Common Sense (Sağduyu) adlı kitabı, 1776'da ilk basımından sonra iki ay içinde 100.000'den fazla satmıştır.
Anlattıklarıyla, "Amerikan iç savaşını durduran kitap" olarak bilinir.
Bu metin, o dönem, Amerikan sakinleri tarafından bir anıt-metin mertebesine çıkarılmış ve Amerika’nın en çok basılan (2000’lerde bile) ve okunan eseri olarak tarihe geçmiştir. Thomas Paine bu başarısı karşısında; "Kitabın tüm kazancından feragat etmeye karar verdim" diyerek kitabın basım haklarını ve tüm telif ücretini kolonilerde yaşayanların mücadelelerine ve onlara yardıma bağışlamıştır.
Thomas Paine kitaplarında; cumhuriyet yönetimini savundu, köleliğin kaldırılmasını destekledi, idam cezasına karşı çıktı, insanları monarşiyi yıkmaya çağırdı. Halkın eğitilmesini, yoksullara yardım edilmesini, işsizlere devletin iş alanları açmasını, emekli aylığı verilmesini ve gelire göre artan oranda vergi alınmasını istedi. Toprak mülkiyetindeki eşitsizlikleri eleştirdi. Asgari ücret kavramını ilk kez tutarlı şekilde ortaya attı. Laik devlet anlayışını, fikir ve inanç özgürlüğünün önemini teorileştirdi.

Thomas Paine'in hapisteyken yazdığı "Akıl Çağı" (Age of Reason) 1794 yılında yayımlanmıştır. Bu kitapta Tanrı'ya tüm kalbiyle inandığını, ama yürürlükteki dinsel uygulamalara karşı olduğunu belirttiği ve İncil'i eleştirdiği için dinsizlikle suçlandı.
Hakkındaki yoğun kara propaganda onu yalnız bıraktı. Öldürmeye çalışanlar, aforoz edenler, hor görenler ile uğraşırken ömrünün son dönemini maddi manevi zorluklar içinde geçirerek 1809'da ölmüştür. Ölümünden sonra bile Theodore Roosevelt (26. ABD Başkanı) kendisinden ''Pis küçük ateist'' diye söz etmiştir. Ayrıca Washington D.C.'de adına bir anıt dikilmemiş olan en ünlü amerikan devrimcisidir.

-"Dünya vatanım, insanlar kardeşim, iyilik dinimdir."

-"Kişi inanmadığı şeylere inanır görünmeyi meslek haline getirecek kadar değer yitimine uğramış ve aklının, vicdanının saflığına ihanet etmişse, her türlü suçu işlemeye de hazır demektir."

-"En büyük kötülükleri yapabilmek için
ya çok vicdansız ya da çok dindar olmak gerekir."

-"Kendilerini hükmetmek üzere doğmuş, başkalarını ise itaat etmek üzere yaratılmış gören insanlar kısa zamanda ahlaksızlaşıyorlar."

-İnsanlar hükümetten korktuğu zaman, zorbalık; hükümet insanlardan korktuğu zaman, özgürlük vardır.''

-"Onun gücünü görmek istiyor muyuz? Yaratılışın sınırsızlığı içinde bunu görüyoruz.
Onun bilgeliğini sorgulamak istiyor muyuz? Kavranamaz bütünün yönetilmesindeki değişmez düzenin varlığında bunu görüyoruz.
Onun cömertliğini sorguluyor muyuz? Dünyayı doldurduğu bolluklarda bunu görüyoruz.
Onun affediciliğini sorguluyor muyuz? Nankörlere dahi sunduğu bolluklarda bunu görüyoruz.
Tanrı'nın ne olduğunu bilmek istiyor muyuz? Bunu herhangi bir insanın yazabileceği yazılı kitaplarda arama, ama yaratılışın imzasında ara."

-"Dine gelince, bütün inanç sahiplerini korumanın her hükümet için vazgeçilmez bir görev olduğuna inanıyorum; ve hükümetin vicdan hürriyetini korumaktan başka din sahasında hiçbir işi olamaz!"

-"İncil'in yarıdan fazlasını dolduran açık saçık öyküleri, şehvetli zevk düşkünü yaşamları, zalim ve işkenceci infazları, amansız intikamları her okuyuşumuzda görebiliriz ki, ona Tanrı'nın değil ahlaksız insanların ya da Şeytanın sözü demek daha tutarlı olacaktır. Bu kitap, insanlığı kokuşturup canavarlaştırmaya başlamıştır."