Uzaklaşıyorum, bir yola çıkıyorum. Şu an sahip olduğum duygunun ne olduğunu bilmediğim için buna yol diyorum. Ne zaman geri dönerim, aynı şekilde geriye dönebilir miyim? Birçok soru var aklımda ama gitmek şu sıralar en iyi çözüm gibi duruyor. Bilhassa insanlardan gitmek gerekiyor, gerekiyor da neden bu kadar zor geliyor? Neden girdiğim çukurda başkaları da olsun istiyorum? Yaşam nedir, nasıl yaşıyorum… gibi birtakım sorular etrafında bocalıyorum. Size kendimi anlatmak istiyorum ama ben kimim? Kendimi tanıyamıyorum, idrak edemiyorum veyahut kayboluyorum. Uzaklar neresidir? Sevgili dost dediğim insanlar kafamın içi kadar uzak mısınız bana? Görebildiğinizi mi zannediyorsunuz beni? Artık birisi beni görsün. Lütfen izlemeyin artık, bu gemi battı. Küçük bir dal ya, tutunayım yeter. Yaşamak istiyorum ve nefes almak buna yetmiyor. Hayata aldanıp yeşereyim diyorum ama yeşerdiğim yerden soluyorum. Nasıl tarif edebilirim yaşadıklarımı? Terapistime ne anlatabilirim? Kavramları anlamlandırmak okuma yazmayı çözmekten de zor. Elimin kalem tutması kağıtla buluşmaya yetmiyor. Yoruldum, bir mucize olsun istiyorum. Tanrı bugün yoksan yarın sana geldiğimde nasıl bakacaksın yüzüme? İnanıp inanmamak hakikati değiştirmez. Tam da bunu yazarken içeriden bir bağırtı geldi, annemdi bu hayatta en değer verdiğim insan. Rüya görmüş, o ses şu an tokat gibi geldi bana, yazdıklarımı bir anda anlamsızlaştırdı. En iyisi susmak…
Tokat
Yayınlandı