“Okur” kelimesinin sözlükteki karşılığı okuyan kimse, okuyucu olarak bilinir. Her insan da okur olabilir. “Ben kitap okurken çok sıkılıyorum. Kitap okumak bana göre değil.” gibi fikirleri katı bir şekilde reddediyorum. İnsanların okuyabileceği, kendine hitap eden bir eser ve tür elbet bulunur. Önemli olan kısım ise severek, sıkılmadan, anlayarak ve benimseyerek okuyabileceği kitabı bulmak veya ona ulaşmaktır. Bu esere ulaşıp okur olan kişi ise muhtemelen aşağıdaki evreleri yaşamak zorunda kalacaktır:

 

“Her şeyi biliyorum.” Bu evre, okur için en keyifli ve öz güvenli zaman olur. Düzenli bir şekilde okuyup birkaç araştırma yaptıktan sonra biraz bilgi edinince tam da böyle hisseder: Her şeyi biliyorum. Dünyada sadece o bilginin var olduğunu ve o bilgiye dayanarak hayatının sonunda kadar güçlü bir şekilde yaşayabileceğini düşünür. Herhangi bir edebi veya sosyo-kültürel sohbet içerisinde o kısıtlı bilgisini kullanarak kendisinin en bilgili kişi olduğunu göstermeye çalışır. Kendisinden daha bilgili biriyle karşılaştığında ise tüm sorgu mekanizmalarını kapatıp direkt olarak o kişiyi reddeder ve varlığını yok sayar. Sahip olduğu az bilgiyle bu şekilde hayat serüvenine devam eder. Bu evrede okur için dünya, tozpembedir.

 

“Ne kadar biliyorum?” Bu evre, okur için karmaşık ve zor bir süreçtir. Okurun düzenli kitap okuma alışkanlığı ilerlemiştir. Daha fazla ve yeni bilgi edinmeye başlar. Bu sefer her öğrendiği bilginin, önceki bilgilerinin üstünde olduğunu anlar ve kendine sormaya başlar: Ne kadar biliyorum? Bu evrede okurun öz güveni biraz daha azalır. Sürekli bilgilerini sorguladığı için karşısındaki insana karşı kendi bilgisine güvenemez. Ama yine de ufak da olsa içinde “ben de biliyorum” havasını taşır. Ne kadar bildiğinden emin olamadan, karmaşıklığın içinde yaşamını sürdürür. Bu evrede okur için dünya, gridir.

 

“Hiçbir şey bilmiyorum.” Bu evre, okur için bunalımlı ve bilgiye aç bir şekilde ilerler. Okuduğu kitapların haddi hesabı olmayan okur, kendisini sonsuz bilginin içinde bulur. Dünya üzerindeki bilginin sonsuz ve ulaşılabilir olduğu anlar. Okuduğu kitaplardan fazlasıyla bilgi edindikten sonra kendisine şunu söyler: Hiçbir şey bilmiyorum. Artık hayatın gerçeklerini görmeye başlar. Her an, her yerde yeni bir bilgiye ulaşmaya çabalar. Fakat “ne kadar öğrenirsem öğreneyim bilmediğim daha çok şey var” düşüncesini aklından çıkaramaz. Okur, bu evrede zihnini, aklını ve düşüncelerini fazlasıyla zorlar ve geliştirir. Bu yüzden okurun kendisine ve çevresine en verimli geldiği dönemdir. Edindiği bilgiler ışığında, sonsuzluğa ulaşma çabasıyla hayatına devam eder. Bu evrede okur için dünya, karanlıktır.

 


“Bir kitap okuyan her şeyi bildiğini zanneder. İkinci kitabı okuyan kuşkuya düşer. Üçüncü kitabı okuyan hiçbir şey bilmediğini anlar.”

Frederick Pollock