Acaba karşılıklı olarak birbirimizden gerçek manada çok mu şey bekliyoruz? Ya da yakın ilişki kurduğumuz kişiler (ebeveynler olsun, çocuklar olsun, arkadaşlar olsun vs.) neden sürekli bir beklenti içerisindeler? Bırakalım olmaları gerektiği gibi olsunlar. Kimsenin içinde ne yaşadığını nelerin mücadelesini verdiğini, nasıl yorgun olduğunu hatta tükenmiş olduğunu bilemeyiz. Her şeyi zorlaştırma ve kimseyi olduğumuz gibi kabul edememe çabamızın altında yatan sebepler aslında bizlerin kendi yorgunluklarımızın, tükenmişliklerimizin sonucu olarak, yıllar içinde kendin olamama ve birey olamama, bu sebeple de karşımızda bulunan insanın da aynı derecede bu hastalığa yakalanmış bireyler gibi davranmamız olabilir mi? Herkes birbirinden farklı olabilir. Olmalı da zaten. Bizlerin kafasında olan saygı, sevgi, inanç hatta ibadet şekilleri bir diğeri ile çelişebilir. Bu çelişkidir ki bizi insan yapar, argümantatif bir hava yaratır ve demokratik bir ortam sağlar. Herkesin aynı şeyi düşünmek zorunda bırakılacağı bir düzen yaratmak düpedüz bir hastalık belirtisidir. Bu durumun kronikleşmesi içimizde kocaman bir mezar yaratır ki bunun karanlığı içinde mutsuz ve tükenmiş bir halde hiç yeşermeden yitip gideriz...
Travmatik Toplum Yaratmanın Semptomlarından Biri
Yayınlandı