Merhabalar efendim. Bendeniz Tümör. İnsanların doğduğu günlerde ölürüm. Yatma zamanlarında uyanırım. İş başında olduklarında molaya çıkarım. Onlar Güneş’i selamlarken ben Ay’la buluşmak için saniye sayarım. Tik tak. Gidenlerin yolda karşılaştığı dönme gayretinde olanım. Koşulsuz sevgilerin koşullu şartlarını sek vuranım. Gece on ikide günü başlatanların sabah yedide uyanması tezatlığına sığınıp gece onda uyanıp günümü gece dörtte başlatırım. Kendime göre bir yerim var. Tek masa, tek yatak, tek Tümör. Çünkü nerede ikilik olursa orada ikilik olur. Kabullenilemeyen durumların kabul görmüş mezunuyum. Başını kaldırma zahmetine girmeyenlerin celladı, başını kaldırıp görmeyenlerin gözlüğüyüm. Gözlük Tümör. Uykunun öldürmediği, uyanıklığın yaşatmadığıyım. Bir senfonide yanlış basılan nota, benim. Nota Tümör. Mahzenimde kediler var. Yatağımın üstünde. Kovalanınca değil sevilince giden cinsten. Masayı bir kafeden çaldım. Yatağımla aynı renk olmadığı için ertesi gün boya çaldım. Dalgınlığıma gelmiş, masa yerine yatağı boyamışım. Şehrin ismini bilmiyorum. Tabelalara bakmam. Yedi kedi var yatakta. Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi. İsimlerini yedi büyük günahtan koydum. Sekizinci gelirse İncil’i baştan yazarım. Kim başta bilmem. Otoriteler düşünmeyen yaratıklar içindir. Korkmam. Belinde silah, göğsünde rozet, elinde bıçak. Fark etmez. Gündüzün baş muhalifiyim. Geceyi kendimden çok severim. Çıplak bir vücudu izler gibi izletir gece kendini. Saklayacak bir şeyi olmaz. Gündüz piçtir. Yaşımı bilmem. Hiç saymadım. Saçlarımda beyazlar var ve azınlıktalar. Beyaz Tümör. Ses sevmem. Miyavlayan kediyi severim ki gitsin ve ses duymayayım. Tekrardan kendimi tanıtayım. Bendeniz Tümör. Tanışmayalım.