I. Geyikli Gece


Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta

Her şey naylondandı o kadar

Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı.

Ama geyikli geceyi bulmadan önce

Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk


Geyikli geceyi hep bilmelisiniz

Yeşil ve yabani uzak ormanlarda

Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan

Hepimizi vakitten kurtaracak

Bir yandan, toprağı sürdük

Bir yandan kaybolduk

Gladyatörlerden ve dişlilerden

Ve büyük şehirlerden

Gizleyerek yahut döğüşerek

Geyikli geceyi kurtardık


Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı

Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk

Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza

Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları

Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk

Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz

Bilir bilmez geyikli gece yüzünden


Geyikli gecenin arkası ağaç

Ayağının suya değdiği yerde bir gökyüzü

Çatal boynuzlarında soğuk ayışığı


İster istemez aşkları hatırlatır

Eskiden güzel kadınlar ve aşklar olmuş

Şimdi de var biliyorum

Bir seviniyorum düşündükçe bilseniz

Dağlarda geyikli gecelerin en güzeli


Hiçbir şey umurumda değil diyorum

Aşktan ve umuttan başka

Bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı

Belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor.


Biliyorum gemiler götüremez

Neonlar ve teoriler ışıtamaz yanını yöresini

Örneğin Manastırda oturur içerdik iki kişi

Ya da yatakta sevişirdik bir kadın bir erkek

Öpüşlerimiz gitgide ısınırdı

Koltukaltlarımız gitgide tatlı gelirdi

Geyikli gecenin karanlığında


Aldatıldığımız önemli değildi yoksa

Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak

Gümüş semaverleri ve eski şeyleri

Salt yadsımak için sevmiyorduk

Kötüydük de ondan mı diyeceksiniz

Ne iyiydik ne kötüydük

Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa

Başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı


Ama ne varsa geyikli gecede idi

Bir bilseniz avuçlarmız terlerdi heyecandan

Bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda

Kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında

Büyük otellerin önünde garipsiyorduk

Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte

Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız

Örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk

Yahut bir adam bıçaklasak

Yahut sokaklara tükürsek

Ama en iyisi çeker giderdik

Gider geyikli gecede uyurduk


Geyiğin gözleri pırıl pırıl gecede

İmdat ateşleri gibi ürkek telaşlı

Sultan hançerIeri gibi ayışığında

Bir yanında üstüste üstüste kayalar

Öbür yanında ben


Ama siz zavallısınız ben de zavallıyım

Eskimiş şeylerle avunamıyoruz

Domino taşları ve soğuk ikindiler

Çiçekli elbiseleriyle yabancı kalabalık

Gölgemiz tortop ayakucumuzda

Sevinsek de sonunu biliyoruz

Borçları kefilleri ve bonoları unutuyorum

İkramiyeler bensiz çekiliyor dünyada

Daha ilk oturumda suçsuz çıkıyorum

Oturup esmer bir kadını kendim için yıkıyorum

İyice kurulamıyorum saçlarını

Bir bardak şarabı kendim için içiyorum


Halbuki geyikli gece ormanda

Keskin mavi ve hışırtılı

Geyikli geceye geçiyorum


Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.



II. Baharı Bekleyene


ben kışın güzelliğini söylerim ne gelirse dilime

çünkü kış bir hazırlıktır soluğuma kıpkırmızı gülüme


nice kırmızı ayaklar gelip geçti o gün katar katar

kış günleri sözgelişi ben bir çöp bile almadım elime


altı kız bir ay ışığı def çalıp şarkılar söylediler

beri yanda ormanlar yanardı, ciğerpareler lime


artık su uyur aşk uyanır mendilim kana boyanır

bilirim bu baharda da herkes hasetlenir halime


ve ellerim batık bir suda akar gözlerim her şeye bakar

bahar bir gelsin yeter artık eksikse de bırak elleme


su uyur düşman uyumaz suların dibi güllerde


altı kız bir oğlan def çalıp şarkılar söylediler

baktım birinin kara bir gecesi düşüvermiş mendilime


şimdi elimde baston silah, başımda şapka öyle

ağzımda kurşun hızında seçtiğim her kelime


su. hiç kimse durmazsa her şey yürür, bu aşk demektir

her şey kullanılmazsa dirim bir ihanettir ölüme


sakiniz elimiz filan temiz baharı filan bekleriz

fincanı tastan oyarlar içine bade mi koyarlar


biz silah kuşanırız bize bir şey söyleme