Nedir Türkiye’de kadın olmak? Geçenlerde okuduğum bir dergide, annelerin kızlarının saçlarını tararken kulaklarına okudukları bir şiir deniliyordu Türkiye’de kadın olmak için.

Bir zamanlar kadını el üstünde tutan ırkın kadınları 21. yüzyılda zor durumda. Neden mi? Çünkü onların kulaklarına saçlarını tararken “edepli olacaksın kızım, saçını savurmayacaksın, ruj sürsen bile dudakların belli olmayacak.” dendi. Daha çocukluktan meta olmayı öğrenen kadınlar yetiştirildi. Sonra denildi ki mutfak senin ama sadece senin. Erkek ADAM mutfağa girmez. KADIN dahi olsan güzel bir şey yaptığında “ADAMSIIIIIIIN!” diyen bir gençlik yaratıldı. İNSANLIK unutuldu, yerini ADAMLIK aldı.

Kızlar regl olduğunda saklarken erkeklerin cinsel organı kesildiğinde düğünler yapıldı ve hala yapılıyor. ADAMLAR istedi ki istediğim her kadına sahip olayım ama karımın eline el değmesin. Aşk yasaktı kadına, babası ne derse, kimi uygun görürse onunla evlenirdi kadın. Şimdi kadınlar okumaya başladı. Babalar kendi ayakları üzerinde duran kızları olsun istiyorlar ama kızları kendi fikirlerini beyan ettiklerinde yanlarında değil, karşılarında duruyorlar. Güya kızlarını koruyorlar ve onları başka ADAMLA paylaşamıyorlar. Ama gerçek bu değil. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de kadın hala meta. İnsanlığın varoluşundan bu yana Eski Yunan’da, Arap Yarımadası’nda ve Mezopotamya’da kadına şiirler yazıldı onları elde etmek için. Kadını elde eden ADAM başka kadına gitti. Elde edemeyen iftira attı, en sonunda kadın erkeğin eline düştü.

Sonra adam KADININI ESİRİ yaptı. Günümüzde hala çoğu erkek hala güçsüz kadınları sever ya da biz kadınlara böyle bir algı yerleştirildi. Adam kadını esir yaptı da kadın ne yaptı, ses çıkardı mı? Çoğu çıkarmadı. NEDEN? Seven adam en ufak bir şeyde sen çalışmasan da olur, ben bakarım diyerek farkında bile olmadan kadını engelledi de kadın tersine bir hareket mi yaptı? Bazıları kolaya kaçmadı, yıllarca çalışmaya da devam etti ama bazılarımız yeri geldiğinde çokça söylendiğimiz ataerkil düzenin ekmeğini yedi. Sözün kısası kadınlarımızdan bazıları dedi ki “Zaten kocam çalışıyor, yıllarca okuyup meslek sahibi oldum ama evde oturup çocuk bakmak yetiyor bana.” Gerçekten yeter mi peki koskoca bir ömrü çocuk odaklı geçirmek? Hem bu çocuğa da bir haksızlık değil mi? Üniversite okuyup işsiz kalan kadınların var olmasında iş bulamama, atanamama gibi sorunların yanında bunun gibi etkenler de vardır.

Eğitim sistemimiz baştan aşağı aykırı, erkeği yüceltirken kadını alçaltıyor. Kadına verilen bu alçaklık benlik algısına zarar verirken erkeğe bahşedilen bu üstünlük ise erkeğin bunu kaldıramaması sonucu hezeyana uğramasıyla sonuçlanıyor. Etiklerimize göre erkek cinsel ilişkiye girdiğinde ADAM oldu, kadının ise kızlık zarı gitti, OROSPUNUN…

Kadın yemeği geç yaparsa en iyi ihtimalle sadece söylenir ADAM. Kadın buna da razı der, ya dövseydi? Bizim kadınlarımız çocuklarının gözü önünde eşleri tarafından öldürülür.

Ama sorsan hepsi çok sever KADINI, KADINI, KIZINI…