Neşet Ertaş, ülkemizde ve dünya sanat mirasında sazıyla, sözüyle ve ortaya koyduğu eserlerle coğrafyamızın insan silüeti haline bürünmüş halk ozanıdır. Yaşamının büyük çoğunluğunu Anadolu’nun bozkırında geçirmiş ve bu bozkır kendisine yaşamı boyunca ilham kaynağı olmuştur. Eserlerine abdallık geleneğiyle hayat veren halk ozanı, bu coğrafyayla adeta bütünleşerek gerek yaşamında gerekse yaşamından sonraki kuşaklara eserler armağan etmiştir.

Halk ozanının aşk, sevgi, özlem, gönül muhabbetliği, milli birlik ve beraberlik temalı eserlerindeki ilham kaynağında Anadolu bozkırının izlerini görmek mümkündür. Yaşamı boyunca ses verdiği veya yarattığı eserlerinde hiç kuşkusuz ki coğrafyanın etkisi vardır. Ozanın seslendirdiği yüzlerce eserlerin arasında sözü Âşık Veysel Şatıroğlu’na ait olan ‘Bir Kökte Uzanmış Sarmaşık Gibi’ türküsünün birinci dörtlüğünün son iki mısrasındaki sözlerde coğrafyanın etkisi görülmektedir:

“Ufukta gözlerin bir ışık gibi

Kara bulut gibi kaşların güzel”


Özellikle Anadolu coğrafyasında ‘kara bulut’ tabirinin yeri başkadır. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Anadolu, adeta medeniyetlerin tahıl ambarlığı görevini üstlenmiştir. Tahıl üretimine uygun olan bu coğrafyada sonbahar yağmurlarıyla yumuşayan toprağa, tahıl ve benzeri ürünler ekilir. İlkbahar yağmurlarıyla yeşererek başak veren bu ürünler, yazın sıcaklığında kuruyarak ürün verir. Uçsuz bucaksız bir bozkır izlenimi veren bu coğrafya, çeşitli medeniyetlerin oluşturduğu bir Anadolu halklılığı ortaya çıkarmıştır. Halk, coğrafyanın bu özelliğini bir yaşam biçimi olarak benimsemiş, kader edinmiş ve duygularına tercüman olmasını sağlamıştır. Ve halk, coğrafyanın bu özelliğini tabakanın en alt basamağından, en üst basamağına kadar yüzyıllar boyunca hissetmiştir. Bu hissi kimi zaman şiirlerine, masallarına, hayat hikâyelerine, türkülerine, hatta gelenek ve göreneklerine yansıtmıştır.

Bulutlar, çok çeşitli olsa da Anadolu bozkırı için ‘kara bulut’ tabiri farklıdır. Çünkü halkın yaşamına hayat verecek olan temel besin kaynağı olan tahıl ve benzeri ürünlere yağmur getirir. Bununla beraber halkın tüm yaşam döngüsü tahıl ve benzeri ürünler etrafında şekillenir. Anadolu’nun çeşitli yörelerinde yaşayan halk, 'kara bulut'u yaşamı boyunca izlemiş, gözlemlemiş ve deneyimlemiştir. Hatta bir yaşam sevinci haline getirerek içselleştirmeye çalışmıştır. Şehir, kasaba veya köy meydanına çıkarak ya da kendilerine yüksek tepe olarak benimsedikleri yerlerde bulunarak kara bulut’un izlerini takip ederek zaman içerisinde kültürel miras değerine sahip hava tahminini ortaya çıkarmıştır. Günümüz teknolojisiyle gelişen hava tahmini metotlarına veya meteorolojiye rağmen hâlâ varlığını sürdürmekle birlikte halkın büyükleri tarafından yeni nesillere aktarılmaya devam etmektedir. Kara kelimesi Anadolu bozkırı için sadece bir rengin anlamı yahut olumsuz duyguların dile getirilmesi değildir. Aksine insanın duygu dünyasının ufkunu gözlemler.  


İşte Neşet Ertaş, birçok halk ozanı gibi böyle bir coğrafyada doğmuş, yaşamış ve yaşam boyunca Anadolu bozkırından ilham alarak, abdallık üslubu ile birlikte sazıyla, sözüyle ve türküleriyle âdeta kendisini coğrafyasıyla bütünleştirmiştir.