aslında ağladın
annen ve eşyaların görmedi
görmedi kız çocukları
ip atladılar, taş sektirdiler betonda
sesleri ağlayışlarını dövdü
ağladın aslında
ne annen ne de eşyaların gördü
duymak istedi
o kavruk aylarda göğe uzanan tembel bulutlar
odandaki kasvetli havayı kıskandı göğüm
şimşekler çaktı da yağmur diye yağdı içindeki hıçkırıklar
ağladın da ne kaybetti şehrim
yine oynadı çocuklar, yine öldü
herkes kendi derdine düşüp
kapısının önünü süpürdü
aslında ağladın
bir bardak su gibi başının ucunda durdu ölüm
kurudu ağzım bir şey söylerim diye
içtim ki içtim
solacak kadar yaşamayı unuttu bıraktığın zulüm
sen ağladın
içimde bombalar patladı
şehirler düştü, bayrakları yarıya indirdi kaburgalarım
kalbime
elinde kiloluk şekerler ile yağ tenekeleri taşıdı komşular
kulağıma üflenir gibi üflendi arapça kelimeler
içimde cenaze evleri dönüp durdu
alnıma ahından tabela astılar
aslında ağladın
görmedi annen ve eşyalar
bir ben öldüm
bir de yakasında karanfil taşıyan turnalar
Yusuf Araf
2023-07-03T18:09:56+03:00karşılaşmak ne güzel. uzun zaman olmuştu. yeniden buraya düştük :)
Yasemin Çargıt
2023-07-03T18:02:38+03:00Seni burada görmek güzel hocam. :)