I.


bir kaplanın pençesinden su içmem bir daha,

göç edemem sahraya,

taşları oyup oyup bir karadelik bulamam,

basit anlatmak gerekirse,

(ki gerekli)

sinemi bir sipere teslim edemem.

mağlubiyetlerimi çerçevelettirdim,

bahçemdeki güllerden dikenleri ayıkla,

sonra sakla gözyaşı kumbaranda.

telafilerim haklılıklarınla tamamlansa da,

-bu acı verici de olsa-

sevilmeye yabancı bir duruş olarak bu zararlı savaşta,

ne kadar acımasızca da olsa.

lütfen bana üzül,

arkamdan ağla.


II.

biraz küstahça davrandım bazı anlar, bağışla.

beni kimsenin göremediği yerlerden vurmayı fikrediyorsan

beni acıya hazırlamalısın

çünkü; kaç kere öldüğüm önemli değil,

hâlâ çocuk gibi korkmaktayım yaralarımdan.

bir sonraki baharı görür müyüm? bilmiyorum.

çok susadım tüs,

artık pençelerden değil,

bir avuçtan su içmek istiyorum.

sahradayım... stop.

karadelik arıyorum... stop.