bu canı hevessiz hayatta bekletip
çocukluğunu gürültüyle açıklayan ben
burada devrik bir cümle gibi dururken
geçmesini arzuladım uzaklara giden vesait!
sana gelmekle dünyaya
yüz göz olmak korkusu
kuyularınıza düşen peygamber
şakağıma süsümü bozan çizik
yarın, meseleyi anlayana bin zulüm
kendime bir adım geriden bakabilseydim
yutkunma telaşıyla geçmezdi ömrüm!
bu canı yük diye göğsümde taşıyıp
yarını taze felaketle açıklayan ben
burada kusursuz bir kargaşa gibi dururken
kalbim,
başka bir kalbe çarpmakla kırıldı!
sen adında bir acı bulup
sana kalmakla sığındığım dünya
gülünce yaşlı gösteren hayat
susmakla üzerime yapışan kabahat
dün, unutmayı bilmeyene bin zulüm
kendimle arama mesafe koyabilseydim
tutunma telaşıyla geçmezdi ömrüm!
Zeynep Nurzen
2020-09-17T18:15:54+03:00Satırlarda kendimi bulduğum bir şiirdi, teşekkür ederim.