Uçuşan güvercinler havada

Bir rakım özgürlüğü.

İzlemliyorum serçeleri.

Pencere önünde ekmek kırıklarını. 

Çokça yokuşlu hayatın

Tutuşmuş önümde,

Kuru otlu bir çayırı

Ayaklarımda küllenmiş zamanlı zamansız yanan ateşler

Tütsülenmiş havayı ayın ışığı deler

İçim boşalmış bir zemberek gibi

Zaman ömrümü saran bir engerek gibi. 

Açıktan kapalıya katlıyor duvarları

Sıkışıyorum, sıkıştıkça

İçimi ısıtan bir ses fısıltı gibi

Giyinmişim okul çantam sırtımda

Ensemde pişen

Hayata hazır olma marşı,

Cebimde kuruşlar, liralar...

Cebimde değersizleşmiş bir hayat telaşı...