Başlasın
izlenmemiş filmin dışladığı
okunmamış kitabın küstüğü
kendi kaderini yazan şiirin isyanı
üç, iki, bir, sonsuz...
yıktım yalınlığımı kuşatan
gösterişli şehrin duvarlarını
dağıttım adımlarımı sayan
gammazcı sosyete bulvarlarını
buldum içimi ısıtan
güneşe tutunmuş aşkın dergâhını
masalda gömü arayan kurt gibi
çıksam bir kayalığa
tutsam dolunayı kuyruğundan
koysam kurdun iştahlı sofrasına
dolunay ne kaybeder
kurt ulumaz mı bir daha
sevda kokan bu kitabı
okumaz mıyım bir daha
dedim ya başlasın
ben yıllar öncesinden hazırım
tarifsizliğin keskin kılıcıyla
ruhumda yaralar açmaya.
zamanı hiçe sayıp
yaşıyorum şimdiki zamanda
sarıyorum acılarımı kızımla.
kapılıyorum geçmiş zamana
topluyorum kendimi yıkıntılarımda.
bir ses çıktı ansızın karşıma
yıldızlardan düştü yarınlarıma.
şiirlerim uçurtmanın kuyruğunda
savrulurum gecenin tablosunda.
haykırır bir ressam karanlıkta
kendi çizdiğimi yaşarım sonunda.
başlasın
dinmeyen hislerin yazılı itirafı
başlasın
yolunu bulmuş göçebe şiirler
başlasın
saksını kırmış çiçeğin isyanı
üç, iki, bir, sonsuz...