Hayatımı belli bir düzene oturtmak ve o düzende hayatımı sürdürmek benim için her zaman vazgeçilmez bir motto olmuştur. Bu düzeni yaratmak için de belli başlı uğraşlara gerek duydum. Bu uğraşları gün içerisinde bir rutine dönüştürüp sirküle etmeye başladım. Çok gerekli olanları da rutinin başına attım. Mesela şimdiki rutinimi sıralamak istersem; kitap okuma, gitar çalma, yabancı dil çalışma, bir şeyler hakkında fikir üretip yazı yazma (şu an yaptığım gibi) bulmaca çözme, satranç oynama, dizi veya film izleme ve son olarak da bilgisayarda oyun oynama. Dediğim gibi, rutinim tamamlanınca da en baştan başlıyorum. Yeni uğraşlar aklıma gelirse rutine ekliyorum, beni sıkan bir şey olursa da çıkarıyorum. Bu uğraşlardan biraz klasik gitar üzerine bahsetmek istiyorum. Çocukluk zamanlarımdan beri müziğe aşırı ilgi duyan birisiyim. Gel gelelim, enstrüman çalmayı da hep isteyen birisi olmuşumdur. Kısmet bundan iki sene evvel öncesineymiş. Üniversiteye başladığım yıla denk gelen bu zaman diliminde, okuldaki derslerimin haftada üç gün olmasının da etkisiyle, içimde ukde kalan bu güzel isteği gerçekleştirme kararı aldım. Açıkçası enstrümanlar ile alakalı pek de bir fikrim yoktu. Klasik gitarı zaten aklıma gelen ilk şey olduğu için seçmiştim. Kursa başlamamla beraber çok fazla çaba gösterdim ve çalıştım. Peki gitar ile ne çalınırdı? Gitar neydi? Uzaktan Türkçe Pop müziklerinin vazgeçilmezi gibi görünse de klasik eserlerin ise tam anlamıyla kalbiydi. Belki de benim için öyleydi. Çünkü yavaş müzikten, pop kültüründen tam anlamıyla nefret eden birisi olmakla beraber, sesimin de yetersiz olduğunu düşünüyordum. Bu yüzden klasik denilebilecek eserlere yöneldim.Für Elise, Spanish Romance, Malaguena, Capricho Arabe, Adelita,Habanera De Carmen gibi zor şarkıları çok çalıştım ve başarılı oldum. Aslında burada bahsetmek istediğim; bir şeyi çok istersen ve bunun için çok çalışırsan başarabilirsin tarzında şeyler değil. Benim burada anlatmak istediğim, bu tarz uğraşları keşfetmenin güzelliği ve bu uğraşlarla beraber stresi azaltıp, kişisel gelişimi üst düzeye çıkarmanın mutluluğu. Bu denemeyi yazma amacım da bu deneyimi sizlere aktarmak ve aslında kendi iç dünyanızda da bambaşka bir biçime bürünebileceğiniz. Hayata bakış açınızı ne kadar genişletebilirseniz hayattan da o kadar zevk alırsınız!